ONLİNE ÖDEME YAPMAK İÇİN TIKLAYIN

Zamanaşımı def’inin öne sürülmesi durumunda çek, adi senet haline gelmeyecektir.

Yargıtay 12. HD, Esas No: 2017/5597, Karar No: 2017/11668

Alacaklı tarafından, çeke dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibine karşı, borçlunun; takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde takip dosyasının işlemsiz bırakılması nedeniyle zamanaşımı oluştuğunu belirterek, icranın geri bırakılması istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece; şikayetin kabul edilerek icranın geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.

Takip dayanağı çekin keşide tarihi itibariyle uygulanması gereken 6762 sayılı TTK'nun 692/5. maddesine göre çekin, kambiyo senedi vasfını taşıyabilmesi için, keşide yeri unsurunu ihtiva etmesi gereklidir. Aynı Kanun'un 693/son maddesine göre ise, keşide yeri gösterilmeyen bir çekin, keşidecinin ad ve soyadı yanında yazılı olan yerde çekilmiş sayılacağı hükme bağlanmıştır. Benzer şekilde, HGK'nun 02.10.1996 tarih ve 1996/12-590 sayılı kararında da benimsendiği üzere, tanzim yeri olarak idari birim adının yazılması yeterli ve zorunlu olup, ayrıca adres gösterilmesi mecburiyeti bulunmamaktadır.

Öte yandan, 14.12.1992 tarih ve 1991/1E. - 1992/5K. sayılı Yargıtay İçtihatı Birleştirme Büyük Genel Kurul kararında da açıklandığı üzere, kısaltılmış olarak yazılan keşide yerinin kabul edilebilmesi için ise bunun belirgin ve duraksamaya mahal bırakmayacak bir yeri göstermesi gereklidir.

Somut olayda alacaklı tarafından takibe konu edilen çekte, keşide yeri olarak gösterilen (RAMİ)'nin belirgin ve duraksamaya mahal bırakmayacak şekilde bir idari birimi çağrıştırmadığı, dolayısıyla keşide yeri olarak kabulünün mümkün olmadığı anlaşıldığından kambiyo senedi vasfı bulunmamaktadır.

İcra takibine konu alacak hangi zamanaşımı süresine tabi ise icra takibinin kesinleşmesinden sonraki dönemde de aynı zamanaşımı süresi uygulanır. Bu durumda, kambiyo senedi niteliği taşımayan dayanak belge çek niteliğinde olmayıp, adi havale hükmünde olduğundan mücerret borç ikrarı taşımayan bu belge Borçlar Kanunu'nun 125. maddesinde düzenlenen on yıllık zamanaşımına tabidir. Takipte bu sürenin dolmadığı ve dolayısıyla zamanaşımının gerçekleşmediği anlaşılmaktadır.

O halde, mahkemece, kambiyo senedi vasfı bulunmayan dayanak belge yönünden genel zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiği hususu göz ardı edilerek zamanaşımı şikayetinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulü isabetsizdir.