ONLİNE ÖDEME YAPMAK İÇİN TIKLAYIN

Yargıtay’ın konu hakkında farklı kararları bulunmakla beraber genellikle borcun ödenmesi veya alacaklının feragati halinde şartları dairesinde tazminata hükmedileceği kabul edilmektedir.

“Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, mahkeme kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle davanın yasal dayanağı olan İİK.nun 67. maddesi, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK.nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tesbit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazın da takip tarihi itibarı ile haklı olup olmadığının belirlenmesidir. İİK.nun 62. maddesinin 2. fıkrasındaki icra inkar tazminatının kanuna konuluş amacı da borçlu olduğu miktarı bilebilecek veya bu miktarı tayin edebilecek durumda olan borçlunun, ödeme emrinin tebliği üzerine icrada borcunu inkar etmesini önlemektedir. Genel hükümlere göre açılan alacak davalarında, davada haklılık durumu dava tarihi itibari ile tesbit edilebilir ise de, İ.İ. Kanunundan kaynaklanan itirazın iptali davalarının sonuçları farklılık arzettiğinden bu davalarda haklılık durumunun takip tarihi itibari ile belirlenmesi gerekir. -Borçlunun sonradan yaptığı ödemeler veya borcu kabul beyanı mahkemenin yargılamayı devam ettirip davayı sonuçlandırmasına, takibe yapılan itirazda haksızlık durumuna göre inkar tazminatına hükmetmesine engel teşkil etmez. Ancak verilecek kararda, sonradan yapılan ödemelerin tahsilde tekerrüre meydan verilmemesi kaydıyla infazda nazara alınması belirtilebileceğine ve delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun olan direnme kararının onanması gerekir.” HGK’nun 21.03.2001 T. ve 2001/19-266 E. ve 2001/273 K. sayılı kararı; HGK’nun 16.10.1996 T. ve 1996/19-601 E. ve 1996/711 K. sayılı kararı