Yargıtay, HGK. , 28/01/2015, E. 2013/1368, K. 2015/793.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun konuya ilişkin “Artırma hazırlık tedbirleri” başlıklı 114. maddesinde;
“Satış açık artırma ile yapılır. Birinci ve ikinci artırmanın yapılacağı yer, gün ve saat daha önceden ilan edilir.
İlanın şekli, artırmanın tarzı, yer ve günü ve gazete ile yapılıp yapılmıyacağı icra memurluğunca alakadarların menfaatlerine en muvafık geleni nazarı dikkate alınarak tayin olunur. (Ek cümle: 17.07.2003-4949/27 md.) İlanın yurt düzeyinde yayımlanan bir gazete ile yapılmasına karar verilmesi halinde bu ilan satış talebi tarihinde tirajı ellibinin (50.000) üzerinde olan ve yurt düzeyinde dağıtımı yapılan gazetelerden biriyle yapılır.
(Ek: 18,02.1965-538/57 md.) Gazete ile yapılacak ilanlara satış şartnamesi eklentisiyle geçirilmeyip, satılacak şeyin cinsi, mahiyeti, önemli vasıfları, muhammen kıymeti, bulunduğu yer ve ikinci artırmanın gün ve saati, satış şartnamesinin vesair bilginin nereden ve ne suretle öğrenilebileceği, talep halinde ve ilanda gösterilen masrafı verilmek şartiyle şartnamenin bir örneğinin gönderilebileceği hususları yazılmakla iktifa olunur. İcra dairesince yapılması zaruri ilanlar dışında, taraflar şartnamenin tamamını, masrafı kendilerine ait olmak üzere, diledikleri vasıtalarla ilan edebilirler. Ancak hususi mahiyetteki bu ilan resmi muameleye tesir etmez. (Ek cümle: 02.07.2012-6352/24 md.) Satış ilanı elektronik ortamda da yapılır…”
düzenlemesine yer verilmiş, ikinci fıkrada yer alan "yurt düzeyinde tirajı en yüksek beş gazeteden" ibaresi 12.02.2004 tarihli ve 5092 sayılı Kanun’un 1. maddesiyle "tirajı ellibinin (50.000) üzerinde olan ve yurt düzeyinde dağıtımı yapılan gazetelerden" şeklinde değiştirilmiştir.
Görüldüğü üzere menkul malların artırma ile satışına dair ilanın ne şekilde yapılacağını, ilgililerin menfaatlerine en uygun geleni dikkate alarak icra müdürü takdir edecektir.
Anılan madde uyarınca ilanın şekli, artırmanın tarzı, yeri, günü ve gazete ile yapılıp yapılamayacağı icra müdürlüğünce ilgililerin menfaatine en uygun olacak şekilde tayin ve takdir olunmalıdır.
İcra müdürü bu takdir hakkını kullanırken malın tahmini değerini, niteliğini ve Türkiye genelinde alıcı çıkacak özellikte olup olmadığını gözetmek zorundadır. Satışın gerçekleştirilmesinde hem alacaklının alacağını tahsil etmesi, hem de borçlunun borcunu ödemesi ve bu suretle tarafların karşılıklı menfaatinin dikkate alınması esastır.
Yeri gelmişken belirtilmelidir ki, İİK 114. maddenin ikinci fıkrasının ikinci cümlesi uyarınca menkul satış ilanının ancak, icra müdürlüğü kararında açıkça yurt düzeyinde yayımlanan bir gazete ile yapılmasına karar verilmesi halinde, bu ilanın satış talebi tarihinde tirajı ellibinin üzerinde olan ve yurt düzeyinde dağıtımı yapılan gazetelerden biriyle yapılması gerektiğinden, menkul mal satış ilanına ilişkin icra müdürlüğü kararında ilanın ne şekilde yapılacağına ilişkin ayrıntının yer almaması halinde, ilanın yapıldığı gazete yönünden yurt çapında yayın ve ellibin tiraj şartının aranması sözkonusu olmayacaktır.
Öte yandan asıl olan ve inceleme konusu, icra müdürlüğünün verdiği karardır. Zira, gerek icra müdürlüğü kararında gerekse bu karar uyarınca yazılan müzekkerelerde hata bulunması halinde, icra müdürlüğünün alacağı yeni bir kararla hatanın düzeltilmesi her zaman mümkündür. Aksinin kabulü, icra müdürlüğünün işlemlerine karşı şikayet halinde, icra müdürlüğü kararının değil, müzekkerelerin esas alınması ve bu müzekkerelere uygunluğunun denetlenmesi gibi hukuken kabulü mümkün olmayan bir sonuç doğuracaktır.
Bu kapsamda icra müdürlüğü kararında yurt düzeyinde yayımlanan bir gazetede yayımlanmasına karar verilmemesine rağmen, Basın İlan Kurumuna gönderilen müzekkerede; sadece gazetede ilana ilişkin icra müdürlüğü kararını aşar şekilde; Türkiye çapında yayımlanan bir gazetede ilanın yayınlanmasının istenmesi halinde de, asıl olan icra müdürlüğünün kararıdır. Bu nedenle, satış ilanının usulüne uygun olup olmadığının denetimi açısından da icra müdürlüğü kararı ve bu kararın İİK’nun 114. maddesine uygun olup olmadığı hususu irdelenmelidir. İcra müdürünün kararına aykırı müzekkereye hukuki değer izafe edilmesi, diğer bir ifade ile dayanağı olan icra müdürlüğü kararına aykırı müzekkere esas alınarak işlem ve şikayet konusunda değerlendirme yapılması mümkün değildir.
Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında bir kısım üyeler tarafından, icra müdürlüğünün gazetede ilan yapılması kararının ne şekilde yerine getirileceğini açıklayıcı nitelikteki müzekkerede yer verilen Türkiye çapında yayınlanma ve tiraj şartlarının yerine getirilmediği gerekçesiyle direnme kararının onanması gerektiği görüşü dile getirilmiş ise de, bu görüş yukarıda açıklanan nedenlerle Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir.
Somut olayın incelenmesinde; icra müdürlüğünce 22.03.2011 tarihli satış kararında “gazete ilanına” karar verildiği, ancak aynı müdürlükçe Basın İlan Kurumuna yazılan yazıda ise “Türkiye çapında yayınlanan gazetelerin birinde” ilanın yapılmasının istendiği, muhammen bedeli 80.000 TL olarak belirlenen taşınır malın ikinci artırmaya katılan iki alıcının artırımı sonrasında 160.000 TL’ye ihale edildiği, anlaşılmaktadır.
Yukarıda yapılan açıklamaların ışığında, icra müdürlüğünce satış ilanının gazete ile yapılmasına karar verildiği, Basın İlan Kurumuna yazılan müzekkerede Türkiye çapında yayımlanan gazetede ilanı istenmiş ise de, asıl olanın icra müdürlüğünün kararı olduğu bu nedenle, ilanın icra müdürlüğünün takdirinde yer alan şekle uygun yapıldığı açık olup, mahkemece, satış ilanının yayımlandığı gazetenin tirajının ellibinin altında olduğu gerekçesiyle ihalenin feshine karar verilmesi isabetsizdir.
Öte yandan, açık artırmaya katılan alıcı sayısı ve menkul malın açık artırma sonucu satışının yapıldığı değer dikkate alındığında, duyurudan beklenen amacın gerçekleşmesi nedeniyle borçlu yönünden zarar unsurunun gerçekleştiğinden sözedilmesi de mümkün değildir.
O halde, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.