ONLİNE ÖDEME YAPMAK İÇİN TIKLAYIN

Yargıtay, geçmişte borçlunun açtığı davanın zamanaşımını kesmediğine karar vermiş olsa da, son dönemdeki kararlarında borçlunun açtığı menfi tespit davasında alacaklının def’i öne sürmesi durumunda davanın zamanaşımını kestiği görüşündedir.

Yargıtay 12. HD., Esas No:2018/9372, Karar No:2018/13083, Tarih:10.12.2018, “TTK'nun 662. maddesinde dava açılması ile kastedilen, kambiyo senetleri hukukuna ilişkin bir talep dolayısıyla yetkili mahkeme nezdinde, usulüne uygun bir davanın açılmış bulunmasıdır. Örneğin senet borçlusunun açtığı senet iptal davası zamanaşımını kesmez. (TTK 669 vd. md.) Keza ihtiyati haciz, ihtiyati tedbir, önceki davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması vs. davaları da zamanaşımını kesici nitelikte değildir. Zira açılmış bulunan davanın, HUMK'nun 237. maddesindeki kesin hükme konu teşkil edecek biçimde nizalı kazaya konu edilmesi gerekir (Yargıtay 12. HD. 07.04.1983-1439 K.-2701 E.). Anılan maddede mücerret dava açılmasından söz edilmekte olup, bu davanın kimin tarafından açılacağı hususunda bir açıklık bulunmamaktadır. Ancak borçlu tarafından açılacak davada, alacaklı durumundaki davalının, itirazını def’i yolu ile ileri sürmesi halinde borçlu tarafından alacaklı aleyhine açılan menfi tespit davasının da bu nedenle zamanaşımını kesmesi gerekir.