ONLİNE ÖDEME YAPMAK İÇİN TIKLAYIN

iyiniyetli üçüncü kişilere karşı muris muvazaası ileri sürülemez

Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil, olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkindir.

Getirtilen kayıt ve belgelerden:


1) Dava konusu 4 ada 15 parsel sayılı taşınmazın (795.54 m2. Bahçeli Ahşap ev) 15/08/1972 tarih ve 65 sıra no'lu tapu kaydına istinaden 30.03.1984 tarihindeki kadastro tespitinde muris H. oğlu D. T. adına tespit ve tescil edildiği;


2) Murisin, tamamı adına kayıtlı 4 ada 15 parsel sayılı taşınmazının 1/2 payını 17/10/1995 gün ve 1928 yevmiye numaralı resmi akitte 12YTL.'ye ikinci eşi davalı S. T.'e; diğer 1/2 payını ise 16/02/2007 gün ve 587 yevmiye numaralı resmi akitte 30.000 YTL.'ye davalı D. K.'a sattığı;


3) Davalı D. K.'ın, 16/02/2007 gün ve 588 yevmiye numaralı resmi akitte, kendisine ait 3 ada 25 parsel sayılı taşınmazda bulunan birinci kat 7 nolu bağımsız bölümünü 7000 YTL.'ye davalılardan S. T.'e sattığı;


4) S. T.'ün de, 1995 yılında eşinden satın aldığı 4 ada 15 parsel sayılı taşınmazdaki 1/2 payı 01/03/2007 gün ve 783 yevmiye numaralı resmi akitte 30.000 YTL.'ye davalı M. B. K.'a sattığı;


5) Davalı D. K.'ın, 04/04/2007 gün ve 1232 yevmiye numaralı resmi akitte, kendisine ait 3 ada 25 parsel sayılı taşınmazda bulunan birinci kat 8 nolu bağımsız bölümünü 7000 YTL.'ye davalılardan 1968 doğumlu L. S.'ya; 09/05/2007 gün ve 1698 yevmiye numaralı resmi akitte de, aynı taşınmazdaki zemin kat, 3 nolu bağımsız bölümünü 5.500 YTL.'ye davalılardan 1965 doğumlu C. S.'ya sattığı, her iki işlemde de C. S.'yı ve L. S.'yı vekili olarak anneleri S. T.'ün temsil ettiği; anlaşılmaktadır.


Öte yandan; 1926 doğumlu muris D. T.'ün 01.08.2007 tarihinde öldüğü, geride mirasçısı olarak ikinci eşi S. ile ilk eşinden olma çocukları N., H., H., H. ve torunu U.'un kaldığı; davalılar LamprinaStampolidou ve ChrissoulaStampolidou'nun ise, murisin ikinci eşinin ilk evliliğinden olma çocukları oldukları; üçüncü kişi konumundaki davalılar D. K. ve M. B. K.'ın da, Erbaa İlçesi'nde kurulu ve faaliyet gösteren Kılınçoğlu İnşaat Taahhüt San. Ltd. Şti.'nin kurucu ortakları ve aynı zamanda baba-oğul oldukları kayden sabittir.


Murisin ikinci eşi S. dışındaki mirasçıları olan davacılar, öncelikle 4 ada 15 parsel sayılı taşınmazın, mümkün olmaması halinde 3 ada 25 parsel sayılı taşınmazda bulunan 3, 7 ve 8 numaralı bağımsız bölümlerin tapularının iptali ile payları oranında tüm mirasçılar adlarına tapuya kayıt ve tesciline; tapu iptali ve tescilin mümkün olmaması halinde tenkise karar verilmesi isteğiyle eldeki davayı açmışlardır.Mahkemece, 3 ada 25 sayılı parseldeki 3, 7 ve 8 nolu bağımsız bölümlerin tapularının davacıların payları oranında iptaliyle adlarına tesciline; davalılar D. K. ile M. B. K. hakkındaki davanın ise reddine karar verilmiştir. Gerçekten de, dosya içeriği ve toplanan delillerden, muris D. T.'ün davacı mirasçılarından mal kaçırmak ve ikinci eşi ile onun ilk evliliğinden olma çocuklarına taşınmaz kazandırmak amacıyla 4 ada 15 sayılı parselini elinden çıkardığı, karşılığında da, 3 ada 25 parsel sayılı taşınmazdaki 3, 7 ve 8 numaralı bağımsız bölümleri edinmelerini sağladığı; bunun yanında, davalılar D. K. ile M. B. K.'ın ise katıldıkları işlemlerde iyi niyetle hareket ettiklerinin aksinin kanıtlanamadığı sonuç ve kanaatine varılmaktadır. Belirlenen bu olgular gözetildiğinde, davalılar D. K. ile M. B. K. hakkındaki davanın reddedilmesi doğrudur. Davacıların temyiz itirazı yerinde değildir, reddine. Ne var ki, murisin, ikinci eşine ve onun ilk evliliğinden olma çocuklarına taşınmaz edindirmek amacıyla davalılardan D. K.'a yaptığı temlikin gizli bağış olarak nitelendirilebileceği; diğer taraftan, murisin ikinci eşine muvazaalı biçimde aktardığı 1/2 payın da iyi niyetli 3. kişi konumundaki davalı M. B. K.'a devredilmiş olması karşısında, olayda 01.04.1974 tarih, 1/2 Sayılı İnançları Birleştirme Kararı'nın uygulama yeri bulunmadığı ve iptal-tescile karar verilemeyeceği açıktır. Hal böyle olunca, söz konusu temliklerin terditli istek olan tenkis bakımından değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı biçimde hüküm kurulması isabetsizdir. Sonuç: Davalıların bu yöne değinen temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle, hükmün HUMK.'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 03.12.2010 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden taraflardan davalı vekili için 825.00.-TL. duruşma avukatlık parasının diğer temyiz edenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 10.05.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi. Yargıtay 1. HD. E. 2011/461, K. 2011/5625