ONLİNE ÖDEME YAPMAK İÇİN TIKLAYIN

evladına muvazaalı temlik yapılması sırasında yasal temsilcisi olarak evladını temsil eden babanın, muris öldükten sonra muvazaa iddiasında bulunması, kimsenin kendi hukuka veya ahlaka aykırı davranışına dayanarak hak elde edememesi yasağına takılır

“İşlemin bazı davacılar için geçerli, bazıları için geçersiz olduğunu söyleme olanağı yoktur. Bu nedenle davacı S... yönünden de geçersiz olduğu söylenebilir. Ancak burada bir ayrım söz konusudur. Davacı her ne kadar tapudaki muvazaalı işlemde velayeten bulunmuş ise de işlemin tarafıdır, taşınmazı bedel ödeyerek davalı adına aldığını resmi memur huzurunda beyan etmiştir. O halde kendisinin de bir muvazaası söz konusudur ve kural olarak hiç kimse kendi muvazaasına dayanarak bir hak talep edemez. Kaldı ki böyle bir hak talebi herkesin haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorunda olduğu, bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasının hukuk düzenince korunamayacağını belirten T.M.Y. ikinci maddesine de aykırıdır. Bu durumda davacı S...'in kendi muvazaasının sonuçlarından yararlanması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde bulunduğundan bu kişi yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulü doğru olmamıştır.” Yargıtay HGK. E. 2010/1, K. 2010/32, T. 27.01.2010