“Davacı, murisin 07.02.1983 günlü vasiyetnamesinin iptalini istemiştir. Mahkeme, tanıklardan Hüsamettin’in murisin yeğeni, diğer tanığın da musaleh (A.Ö)’nün kayınpederi olması sebebiyle vasiyetnameyi iptal etmiştir. Medeni Kanunun 483. maddesinde vasiyetname yapımına kimlerin iştirak edemeyeceği gösterilmiştir. Diğer taraftan Noterlik Kanununun 76. maddesinde kimlerin noterlik işlemine katılamayacağı açıklanmıştır. Noterlik Kanununda gösterilenler Medeni Kanunda belirtilenlerden daha geniş bir kesimi hedeflemiştir. Böyle olunca Noterlik Kanununda yer alan yasaklamanın vasiyetname tanziminde dikkate alınıp alınamayacağı tartışılmıştır. Noterlik Kanununda yer alan hükümlerin tüm noter işlemlerini kapsamı içine alması sebebiyle Medeni Kanunda vasiyetname tanzimine ilişkin hükümlere nazaran bir genel hüküm niteliğinde kabulü gerekir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 11.03.1970 günlü 1250-117 sayılı kararındaki niteleme de bu yöndedir. Böyle olunca özel kanunda hüküm bulunan hallerde o kanun hükümlerinin uygulanması yeterli olacağından, vasiyetnamenin iptaline karar verilebilmesi için Medeni Kanunda yer alan hükümlerin ihlal edilmesi gerekir. Hâlbuki söz konusu şahitlerin murise ve gerekse musalehlere Medeni Kanunun 483. maddesinde gösterilen yakınlıkta olmadıklarından davanın kabulü yanlış olduğu halde kararın onandığı anlaşıldığından davalının karar düzeltme isteminin kabulü ile dairemizin 29.05.1989 günlü 5662-5234 sayılı onama kararının kaldırılması uygun düşmüştür.” Y. 2.HD. 06.11.1989 tarih ve 8271 E. - 9398 K
“Noterlik Kanunu, görünümü bakımından özel hüküm niteliğinde bulunduğu izlenimi vermekte ise de, gerçekte Medeni Kanunun vasiyetname düzenlenmesi ile ilgili hükümleri, Noterlik Kanununa oranla daha özeldir. Başka bir anlatımla resmî vasiyetname düzenlenmesine ilişkin Medeni Kanun hükümleri özel nitelikte, Noterlik Kanunundaki işlemler ise genel niteliktedir. İlmî ve kazaî görüşler de aynı doğrultudadır. Onun için vasiyetnamede tanıkların kimliklerinin yeterince yazılmamış bulunması ve tanıkların konsoloslukta görevli kişiler olması vasiyetnameyi geçersiz kılan şekil eksikliği olarak kabul olunamaz. (…)” Y. 2.HD. 24.11.1980 tarih ve 7187 E. - 8357 K.