ONLİNE ÖDEME YAPMAK İÇİN TIKLAYIN

Geçit ihtiyacı baştan itibaren olabileceği gibi sonradan ger çekleştirilen kadastro, imar uygulamaları veya kamulaştırma işlemi sonucu da doğabilir.

YARGITAY 14. HD. E. 15779, K. 3896 T. 31/03/2016

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 05.05.2010 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 27.11.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili, davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.

Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.

Hükmü, davalı ... vekili ve davalı ... vekili temyiz etmiştir.

Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.

Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir.

Geçit tesisi davalarında başlangıçta davacı tarafından öngörülemediğinden dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da geçit kurulması gerekebilir. Bu güzergah üzerindeki taşınmazların maliklerine dava dilekçesi ile husumet yöneltilmemiş olması kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından

6100 sayılı HMK’nun 124. maddesi gereğince dürüstlük kuralına aykırı olmayan bu taraf değişikliği talebi kabul edilerek davacının bu kişilerin harçsız olarak davaya katılmalarını sağlamasına imkan verilmelidir.

Somut olaya gelince; mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de, aleyhine geçit kurulan taşınmazlardan 53 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının getirtilmediği, aleyhine geçit kurulan 53 ve 59 parsel sayılı taşınmaz maliklerinin, 58 parsel sayılı taşınmaz hissedarlarından davacılar ... ve ... haricindeki hissedarların davalı olarak davada yer almadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle mahkemece öncelikle 53 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydı getirtilerek malikleri belirlenmeli, 53, 59 parsel sayılı taşınmaz malikleri ile 58 parsel sayılı taşınmaz hissedarlarından davacılar ... ve ... haricindeki hissedarların davalı olarak davada yer almaları sağlandıktan sonra savunmaları alınıp delilleri de toplanarak, taraf teşkili tamamladıktan sonra hüküm kurulmalıdır. Taraf teşkili tamamlanmadan davanın esasının karara bağlanması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 31.03.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.