“Tapulama ve Kadastro İşlerinde On Yıllık Hak Düşürücü Süre, 8.5.1987 Tarihli İçtihadı Birleştirme Karan-23.11.1988 Tarihli Hukuk Genel Kurulu Kararı”, Türkiye Barolar Birliği Dergisi, 1990/1, s. 51-55; Bahsi geçen düzenleme ile ilgili Hükümet Tasarısındaki gerekçe şu şekildedir: “Kadastro çalışmaları tamamlanarak kesinleşen tespitlerin, kısa sürede tapu kütüklerine kaydedilme işlemlerinin kesinleşme tarihinden itibaren en geç üç ay içinde bitirilmesi, ayrıca büyük emek ve masrafla meydana getirilen düzenli kütük ve kadastro işlemlerinin korunmasını sağlamak için, kamu ve özel mal ayrımı yapılmadan kadastro tutanaklarının kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak dava açılamayacağı esası getirilmiştir. Burada kadastro işlemlerinin eski olaylara dayanılarak, süresiz olarak askıda bırakılmasının kamu düzenini ters yönde etkileyeceği ve kamu zararı doğuracağı gerçeğinden hareketle mülkiyet hakkı değil, sadece hak arama hürriyeti kısıtlanmıştır. Aynı hüküm 756 sayılı Kanunun 31 inci maddesinde de mevcut olmakla birlikte, on yıllık hak düşürücü sürenin başlangıç tarihi tapu kütüğüne tescil tarihi olarak kabul edilmişti. Ancak, çeşitli nedenlerle tescil işlemleri geciktiği veya taşınmaz malın tutanağı tanzim edilip de tescile tabi tutulmayan yerlerden olması halinde, hak düşürücü sürenin başlangıç tarihi farklı yorumlara sebebiyet verdiğinden, hak düşürücü sürenin başlangıcı tutanağın kesinleşme tarihi olarak benimsenmiştir.”
