“... yararına geçit istenen taşınmazın muris adına kayıtlı olduğu, elbirliği mülkiyetine konu taşınmazda diğer paydaşların da davada yer alması gerektiği, verilen kesin süre içinde bu hususun yerine getirilmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Öncelikle mahkemece verilen kesin hükmün amacına uygun olup olmadığının saptanabil mesi gerekmektedir. TMK’nın 640/2 maddesi, “Mirasçılar terekeye elbirliğiyle sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere, terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler.” hükmünü içermektedir. Anılan maddeye göre mirasçılar terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarrufta bulunacaklardır. Dava açılması da bir tasarruf işlemi olduğundan mirasçılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bu lunmaktadır. Zorunlu dava arkadaşları da birlikte hareket etmek durumunda olduklarından, elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi bir taşınmaz lehine geçit hakkı tesisi istemini, iştirakçile rin birlikte ileri sürmeleri gerekir. Mahkemenin bu yöndeki saptaması ve diğer mirasçıların davaya olurlarının sağlanması için davacıya önel vermesinde bir usulsüzlük yoktur. Davacı da mirasçılar adına davetiye çıkartılması için 9.9.2005 tarihinde dilekçe vermiş mirasçıla rın adreslerini bildirmiştir. Ancak, bu bildirime rağmen yeniden davacı vekiline kesin süre verilerek bu süre içinde mirasçıların davada yer almadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir. Burada verilen kesin sürenin kurumun amacı ile bağdaşmadığı açıktır. Şöyle ki, Öncelikle davacı vekili mirasçıların isim ve adreslerini bildirerek davetiye çıkartılmasını istemiştir. Mirasçılara bu aşamada, açıklamalı olarak davaya olurlarının olup olmadığını bildirmek üzere davet edilmeleri gerekmektedir. Bu yöntemle olurun sağlanamaması halin de ise yine TMK 640/3 maddesi hükmü uyarınca miras şirketine temsilci atanması yoluyla davanın dinlenme olanağı üzerinde durulmalıdır...” YARGITAY 14. HD. E. 11681, K 1342, T. 15/02/2016
