ONLİNE ÖDEME YAPMAK İÇİN TIKLAYIN

İmar planında yol olarak gösterilen ancak, henüz fiilen yolun bulunmadığı yer açısından da geçit hakkı tesisi mümkün değildir.

YARGITAY 14. HD. E. 10463, K. 1582 T. 20/02/2006

Davacılar tarafından, davalı aleyhine 12.8.2004 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı tesisi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 25.5.2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava, Türk Medeni Kanunun 747.maddesine dayanılarak açılmış geçit hakkı istemine ilişkindir. Bu tür davalarda amaç; genel yolla bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanmayan taşınmazın genel yola kesintisiz bağlantısını sağlamaktır. Geçit hakkı istemleri özünü komşuluk hukukundan alır. Bundan dolayı geçit güzergahı belirlenirken subjektif arzulara değil objektif esaslara bakılması, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılmasında genel bir ilke olan fedakarlığın denkleştirilmesi prensibinin hiçbir zaman dikkatten uzak tutulmaması gerekir.

Bu açıklamalardan sonra somut olaya dönüldüğünde,

Davacıya ait 51 parselin geçit gereksinimi krokide ... ile boyanıp (A) işaretli davalıya ait 54 parselindeki güzergahtan kuzeydeki imar yoluna bağlanarak karşılanmıştır. Bilirkişi rapor ve krokisinden taşınmazın bulunduğu yörede bir imar çalışması yapıldığı görülmekte ise de imar uygulamasına geçilip geçilmediği bu konuda bir araştırma yapılmadan anlaşılamamaktadır. İmar uygulaması yapılmamışsa, daha açığı bilirkişi krokisinde işaretlenen imar yolu fiilen açılmamışsa kurulan geçit kesintisizlik ilkesine uygun düşmeyeceğinden geçit ihtiyacı karşılanmış sayılmaz. Bu nedenle yetkili belediyeden bu durum sorulmalı, imar paftaları getirtilmeli, yeniden yapılacak keşifte durum değerlendirilerek sonucuna göre de başka alternatif güzergahlar aranmalıdır.

./..

-2-

2005/10463-2006/1582

Öte yandan, az yukarıda söylendiği üzere geçit güzergahı subjektif arzulara göre değil fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi gereği objektif esaslara uygun belirlenmelidir. Her ne kadar bilirkişiu raporunda 48 parselin batısındaki (B) harfli geçit alternatifinin zeminde mevcut evler ve damlar nedeniyle geçit yeri olarak kullanılma olanağı bulunmadığı bildirilmiş ise de davalı vekili rapora itiraz dilekçesinde bu yerin ön kısmının fiilen yol olarak kullanıldığını belirtmiştir. Mahkemece bu itirazda değerlendirilmemiş, gerekirse geçit yerinin 48 ve 54 parseller ortak sınırından saptanıp saptanmayacağı yönü üzerinde durulmamıştır. Yeniden yapılacak keşifle değinilen husus üzerinde durulmalıdır.

Karar bütün bu nedenlerle bozulmalıdır.

SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 20.2.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi.