YARGITAY 14. HD. E. 67, K. 4005 T. 25/03/2014
Dava: Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 02.07.2012 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 08.10.2013 günlü hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
Karar: Dava, TMK'nın 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, 10.. parsel sayılı taşınmaz yararına 10.. parsel sayılı taşınmaz üzerinden geçit hakkı kurulmasına karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine "mutlak geçit ihtiyacı" veya "geçit yoksunluğu", ikincisine de "nispi geçit ihtiyacı" ya da "geçit yetersizliği" denilmektedir.
TMK'nın 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
Somut olaya gelince; davacıya ait 10.. parsel sayılı taşınmazın yola cephesi bulunmadığından mutlak geçit ihtiyacı vardır. Ancak aleyhine geçit hakkı kurulan 10.. parsel sayılı taşınmazın kültür ve tabiat varlığı olduğu yönünde tapu kaydının beyanlar hanesinde belirtme bulunduğundan, bu durumun geçit kurulmasına engel oluşturup oluşturmayacağı Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulundan sorularak alınacak cevaba göre geçit kurulabilecek seçenekler üzerinde yeniden değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
Kabule göre de; davacı taşınmazının tarla vasfında olması ve bir tarım aracının geçebilmesi için 2,5-3 metre genişliğinde geçit tesisi yeterli olacağı dikkate alınmadan ve gerekçesi açıklanmadan 1079 parsel sayılı taşınmazın 1078 parsel sayılı taşınmaza bağlandığı noktada geçit genişliğinin 5 metre olarak belirlenmesi de isabetli olmamıştır.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 25.03.2014 tarihinde oybirliği ile, karar verildi.