Vekâleten kiraya veren üçüncü kişinin icra takibi yapma ve dava açma hakkı bulunmamaktadır.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 24.01.2017 tarih 2017/1512 Esas 2017/476 Karar
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının, müvekkilinin eşine ait ve müvekkilinin kiraya verdiği taşınmazda kiracı olduğunu, kira alacağı ve müvekkili tarafından ödenen elektrik tüketim bedelinin tahsili için yapılan takibe haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; kira sözleşmesine göre kiraya verenin ... ... olduğunu, davacı ...'nın taraf ehliyetinin bulunmadığını, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, iki aylık kira bedelinin davacıya elden ödendiğini, gerçek kiracının müvekkilinin çalıştığı işyeri olduğunu, sözleşmeyi imzalarken müvekkilinin kiracı olma iradesi olmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, davalının ... .... İcra Müdürlüğünün 2013/8071 esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin davalı ... yönünden takip tarihi itibariyle ....582,87 TL asıl alacak ile 157,07 TL faiz yönünden yürütülmesine, takip tarihinden tahsil tarihine kadar değişken olarak belirlenen yasal faiz oranının uygulanmasına, şartları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İcra takibinde ve davada dayanılan ve hükme esas alınan 01/09/2012 başlangıç tarihli, altı ay süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kira sözleşmesi kiraya veren sıfatıyla Nihal Marmara adına ... tarafından imzalanmıştır. Bu durumda kiraya veren Nihal Marmara olduğu halde icra takibini yapan ve dava açan ...'dır. Kira sözleşmesini vekaleten imzalayan kişinin kendi adına takip yapma ve dava açma hakkı bulunmamaktadır. Takip ve dava hakkı kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemece resen gözetilmesi gereken bir husustur. Takip yapma hakkı alacaklı sıfatıyla kiraya verene ait olup, mahkemece aktif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, HUMK'nun 440/III-... maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 24.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 14.12.2016 tarih 2015/11458 Esas 2016/7532 Karar sayılı ilamı
İcra takibinde ve davada dayanılan, karara esas alınan 01.10.2013 başlangıç tarihli ve iki yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kira sözleşmesi kiraya veren sıfatıyla ... adına ... tarafından imzalanmıştır. Bu durumda kiraya veren ... olduğu halde icra takibini yapan ve dava açan ...'dür. Kira sözleşmesini vekaleten imzalayan kişinin kendi adına takip yapma ve dava açma hakkı bulunmamaktadır. Takip ve dava hakkı kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemece resen gözetilmesi gereken bir husustur. Tahliye istekli takip yapma hakkı alacaklı sıfatıyla kiraya verene ait olup, mahkemece aktif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2014/12979 Esas 2015/3179 Karar sayılı ilamı
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali ve tahliye davasına dair kararın temyiz incelemesi duruşmalı olarak davalı tarafından süresi içinde istenilmekle gün tayin edilerek taraflara gönderilen davetiyelerin tebliğ edilmesi üzerine belli günde temyiz eden davalı vekili Av. D.. D.. geldi. Karşı taraftan gelen olmadı. Hazır bulunanın sözlü beyanı dinlendikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ve kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, 12.375 TL kira alacağı üzerinden itirazın iptaline, işlemiş faize yönelik talebin feragat nedeniyle reddine ve kiralananın tahliyesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının davacının kiralayanı olduğu taşınmazda 20.12.2010 başlangıç tarihli sözleşme ile kiracı olduğunu, en son ödenen aylık kira bedelinin 825 TL olup, ödenmeyen Ocak 2012-Mart 2013 dönemi kira bedellerinin tahsili için davalı hakkında İstanbul Anadolu 15. İcra Müdürlüğü'nün 2013/9881 Esas sayılı dosyası ile yapılan takibe davalı tarafından itiraz edildiğini belirterek itirazın iptali ile kiralananın tahliyesini talep etmiştir.
Takibe dayanak yapılan ve hükme esas alınan 20.12.2010 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi Fevzi vekaleten Z.. Ü.. tarafından imzalanmıştır. Bu durumda kiralayan Fevzi olduğu halde icra takibini yapan ve davayı açan Z.. Ü..'dür. Kira sözleşmesini vekaleten imzalayan kişinin kendi adına takip yapma ve dava açma hakkı bulunmamaktadır. Takip ve dava hakkı kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemece resen gözetilmesi gereken bir husustur. Mahkemece aktif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.