Y. 9. HD. 21.10.2019 T., 2017/15096 E., 2019/18465 K
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; müvekkilinin 01/02/2008 tarihinde ... İnsan Kaynakları Limited şirketi adlı firmaya bağlı olarak ... Süt Mamülleri Sanayi Anonim Şirketinde yardımcı dağıtım elemanı olarak çalışmaya başladığını, 01/06/2010 tarihinde ... İnsan Kaynakları Limited Şirketi'nin diğer davalı ... Nakliyat şirketine iş dağılımı yaptığını, kendisinin de ... Nakliyat elemanı olarak aynı işine ... Süt Mamüllerinde devam ettiğini, 02/07/2013 tarihinde haksız olarak iş akdinin davalı tarafça feshedildiğini, son ücretinin net 1.029,00 TL olduğunu, haftada 6 gün saat 08:00-17:00 saatleri arası çalıştığını, ayda 3-4 gün saat 20:00'ye kadar çalıştığını, fazla mesai ücreti ödenmediğini, ulusal ve dini bayramların ilk 2 günü hariç diğer günlerde, genel tatillerde ve hafta tatillerinde çalıştığını, ancak ödeme yapılmadığını, yıllık izin kullanamadığını, ücretinin de ödenmediğini, son aya ilişkin yemek fişi veya bedelinin ödenmediğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile ücret, yemek bedeli, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram genel tatil ücreti ve izin ücreti alacaklarını talep ettiğini ileri sürerek; davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B) Davalı Vekilinin Cevabının Özeti:
Davalı ... Mamülleri Sanayi Anonim Şirketi vekili; husumet ve zamanaşımı itirazında bulunduklarını, davacıyla aralarında iş akdi bulunmadığını, ayrıca kendilerinin Bursa ilinde ticari faaliyette bulunmadığını, ... Nakliyat Ltd. Şti ile herhangi bir ticari ilişkisi bulunmadığını savunarak; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... Nakliyat ve Ticaret Limited şirketi vekili; kısmi davaya itiraz ettiklerini, davacının işe gelmemesi nedeniyle iş akdinin feshedildiğini, 01/06/2010 tarihinde işe başladığını, 2013 yılının ortasından itibaren işyerinden ayrılacağını belirttiğini, 02/07/2013 tarihinden itibaren izin almaksızın ve mazeret bildirmeksizin işe gelmediğini, hakkında tutanak tutulduğunu, beklendiğini, ancak davacının işe gelmediğini, daha sonra 08/07/2013 tarihinde davacının ihtarname gönderdiğini, davacıya öncelikle işe başlaması için çağrıda bulunulduğunu, başlamaması durumunda iş akdinin feshedileceğinin ihtar edildiğini, ihtarnameye rağmen işe başlamadığını ve mazerette bildirmediğini, bu nedenle iş akdinin 15/07/2013 tarihinde İş Kanunu'nun 25/II-g bendi uyarında feshedildiğini, davacıya fazla mesai, genel tatil ve hafta tatili ücretlerinin tam ödendiğini, tüm maaşlarını zamanında aldığını, yıllık ücretli izinlerini kullandığını, yemek bedelinin tam ödendiğini, davacı işe gelmeyerek iş akdini sonlandırdığından dolayı kıdem ve ihbar tazminatı hakkı bulunmadığını savunarak; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilerek kıdem, ihbar tazminatı, yıllık izin, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile ücret ve yemek ücreti alacaklarının kabulü ile fazla measi, hafta tatili alacaklarının reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı taraf vekilleri süresinde temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
Dosyadaki yazılara, delillerin taktirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalıların tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Kıdem tazminatı hesabında dikkate alınması gereken ücret noktasında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.
Kıdem tazminatı hesabında esas alınacak ücret, işçinin son ücretidir. Başka bir anlatımla, iş sözleşmesinin feshedildiği anda geçerli olan ücrettir. İhbar öneli tanınmak suretiyle yapılan fesihte önelin bittiği tarihte fesih gerçekleştiğinden, önelin bittiği tarihteki ücret esas alınmalıdır. Bildirim öneli tanınmaksızın ve ihbar tazminatı da ödenmeden (tam olarak ödenmeden) işverence yapılan fesih durumunda ise, bildirim öneli sonuna kadar işyerinde uygulamaya konulan ücret artışından, iş sözleşmesi feshedilen işçinin de yararlanması ve tazminatının bu artan ücret esas alınarak hesaplanması gerekir.
Kıdem tazminatı hesabında dikkate alınması gereken ücret, işçinin brüt ücretidir. O halde, kıdem tazminatı, işçinin fiilen eline geçen ücreti üzerinden değil, sigorta primi, vergi sendika aidatı gibi kesintiler yapılmaksızın belirlenen brüt ücret göz önünde tutularak hesaplanır.
Tazminata esas aylık ücret, saat ücretinin önce yedibuçuk sonra da otuz ile çarpımı sonucu belirlenmelidir. Aksine, aylık ücretin tespitinin işçinin fiilen çalıştığı gün sayısı üzerinden hesaplanması doğru olmaz.
Son ücret kavramı, işçinin iş ilişkisi kapsamında iş gördüğü ve ücrete hak kazandığı en son ücreti ifade eder. İş ilişkisinin askıya alınması ve askı süresi içinde iş sözleşmesinin feshedilmesi durumunda kıdem tazminatı hesabında dikkate alınması gereken ücret, iş sözleşmesinin askıya alınmasından önce hak kazanılan son ücret olmalıdır.
İşe iade davasının yargılaması sırasında en çok dört aya kadar olan sürenin hizmet süresine ekleneceği konusunda Dairemiz kararları istikrar kazanmıştır (Yargıtay 9.HD. 3.10.2005 gün 2005/16932 E, 2005/31926 K.). Yine Dairemizce, işçinin işe alınmayacağının açıklandığı veya bir aylık işe başlatma süresinin sonu, fesih tarihi olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle fesih tarihindeki kıdem tazminatı tavanı gözetilmelidir. Aynı şekilde tazminata esas alınacak ücretin de, 1475 sayılı Yasa'nın 14'üncü maddesi hükmü gereğince, fesih tarihindeki ücret olması gerekir.
Kıdem tazminatına esas alınacak olan ücretin tespitinde 4857 sayılı İş Kanununun 32 nci maddesinde sözü edilen asıl ücrete ek olarak işçiye sağlanan para veya para ile ölçülebilen menfaatler göz önünde tutulur. Buna göre ikramiye, devamlılık arz eden prim, yakacak yardımı, giyecek yardımı, kira, aydınlatma, servis yardımı, yemek yardımı ve benzeri ödemeler kıdem tazminatı hesabında dikkate alınır. İşçiye sağlanan özel sağlık sigortası yardımı ya da hayat sigortası pirim ödemeleri de para ile ölçülebilen menfaatler kavramına dahil olup, tazminata esas ücrete eklenmelidir. Satış rakamları ya da başkaca verilere göre hesaplanan pirim değişkenlik gösterse de, kıdem tazminatı hesabında genişletilmiş ücret kavramı içinde değerlendirilmelidir.
İşçiye sağlanan koruyucu elbise, işyerinde kullanılmak üzere verilen havlu, sabun yardımı, arızi fazla çalışma, ulusal bayram genel tatil, hafta tatili alacakları dikkate alınmaz.
Uygulamada ağır vasıta ve özellikle tır şoförleri bakımından gidilen mesafeye göre yol primi adı altında ödemeler yapıldığı görülmektedir. Çoğunlukla asgari ücret seviyesinde sabit ücret ödenmekte ve ücretin esaslı kısmı belirtilen primlerle sağlanmaktadır. Yurt dışına sefer yapan bir tır şoförünün sadece asgari ücretle çalıştığının kabulü mümkün değildir. Bu itibarla, tazminata esas ücretin tespitinde yol pirimi adı altında yapılan ödemelerin de dikkate alınması gerekir. Dairemiz kararları bu yönde kökleşmiştir. (Yargıtay 9.HD. 7.2.2005 gün 2005/950 E, 2005/3328 K.) Dairemiz kararlarında, ücret dışındaki para veya para ile ölçülebilen menfaatlerin, tazminata yansıtılmasında son bir yıl içinde yapılan ödemeler toplamının 365’e bölünmesi suretiyle bir güne düşen miktarın belirleneceği kabul edilmektedir (9.HD. 29.9.2005 gün 2005/342 E, 2005/31714 K., Yargıtay 9.H.D. 12.4.1999 gün 1999/5910 E, 1999/7119 K.). Dönemsel bir niteliği olmayan parasal haklar bakımından, yıl içinde yapılan ödemelerin 365 güne bölünmesi suretiyle bir güne düşen tutarın belirlenmesi yerindedir. Örneğin tır şoförünün yıl içinde aldığı sefer (yol) primi sürekli değişiklik gösterebilir ve belli bir dönemin hesaplamada esas alınması zorluk taşıyabilir. Öte yandan, işçiye dini bayramlarda yılda iki kez ödenen harçlığın belli bir dönem için yapıldığını söylemek pek olası değildir. Burada yıllık ödeme tutarının 365 rakamına bölünmesi yerinde olur. Son olarak belirtmek gerekir ki, yılda bir kez yapılan parasal yardımların (yakacak yardımı gibi) tazminata esas ücrete yansıtılacağı ve yıllık tutarın 365’e bölünmesi suretiyle gerçekleştirileceği tartışmasızdır.
Yıl içinde düzenli ve belirli periyotlarla ödenen parasal haklar bakımından ise, kıdem tazminatının son ücrete göre hesaplanması gerekir. Gerçekten işçinin son ücreti üzerinden kıdem tazminatı hesaplandığına ve yıl içinde artmış olan ücretlerin ortalaması alınmadığına göre, ücretin ekleri bakımından da benzer bir çözüm aranmalıdır. Örneğin işçinin yıl içinde aldığı üç ikramiyenin eski ücretten olması sebebiyle daha az olması ve fakat son ikramiyenin işçinin son ücreti üzerinden ödenmesi halinde tazminata esas ücretin tespitinde dikkate alınması gereken ikramiye de bu son ikramiye olmalıdır. Hesaplamanın, son dilim ikramiyenin ait olduğu dönemdeki gün sayısına bölünerek yapılması hakkaniyete de uygundur. Daha somut bir ifadeyle, yılda dört ikramiye ödemesinin olması durumunda her bir ikramiye 3 aylık bir dönem için uygulanmaktadır. İşçinin artmış olan ikramiyesinin ait olduğu doksan güne bölünmesi suretiyle, bir güne düşen ikramiye tutarının bulunması, kıdem tazminatının son ücretten hesaplanacağı şeklinde yasal kural ile daha uyumlu olacaktır. Aynı uygulamayı yol ve yemek yardımı gibi ödemeler için de yapmak olanaklıdır. İşçiye aylık olarak yapıldığı varsayılan bu gibi ödemelerin son ay için ödenen kısmının fiilen çalışılan gün sayısına bölünmesi suretiyle bir güne düşen tutar tespit edilmelidir. Buna göre periyodik olarak ödenen ve yıl içinde artmış olan parasal haklar yönünden son dönem ödemesinin ait olduğu dilim günlerine bölünmesi ile tazminata esas ücrete yansıtılacak tutar daha doğru biçimde belirlenebilecektir. Dairemizin kararları da bu yöndedir (Yargıtay 10.10. 2008 gün 2007/27615 E, 2008/26209 K.).
Somut uyuşmazlıkta, davacının servis kullandığının tanık beyanları ile doğrulanmasına rağmen giydirilmiş ücretin hesabında servis ücretinin dikkate alınmaması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
F)SONUÇ:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 21/10/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.