ONLİNE ÖDEME YAPMAK İÇİN TIKLAYIN

Düzenleme yerinin açıkça gösterilmediği ve kanunun öngördüğü şekilde de bu eksikliğin giderilmediği hallerde senedin kambiyo senedi vasfında kabul edilerek kambiyo taahhüdünden dolayı talepte bulunulması mümkün değildir

Yargıtay 12. H.D., 13.2. 2018, E. 2016/27916, K. 2018/1227

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

İİK'nun 170/a maddesi gereğince icra mahkemesi, müddetinde yapılan şikayet ve itiraz dolayısıyla, usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını resen nazara alarak bu fasla göre yapılan takibi iptal edebilir. Bir diğer anlatımla, borçlunun İİK'nun 168. maddesinde yazılı yasal 5 günlük sürede borca ya da imzaya itiraz etmesi veya zamanaşımı itirazında bulunması durumunda, takip konusu belgenin kambiyo senedi vasfını haiz olmadığının veya alacaklının kambiyo senetlerine özgü yol ile takip hakkının bulunmadığının tespit edilmesi halinde, diğer itiraz nedenleri incelenmeksizin İİK'nun 170/a maddesi uyarınca re'sen takibin iptaline karar verilmesi gerekir.

Takibe konu senedin tanzim tarihi itibariyle uygulanması gereken 6102 Sayılı TTK'nun 776/f maddesinde; bonoda düzenleme yerinin yazılı olması gerektiği, aynı Kanun'un 777/4. maddesinde ise; düzenlendiği yer gösterilmeyen bir bononun düzenleyenin adı ve soyadı yanında yazılı olan yerde tanzim edilmiş sayılacağı hüküm altına alınmıştır.

Somut olayda, takip dayanağı bonoda tanzim yeri gösterilmediği gibi, tanzim edenin adı ve soyadı yanındaki adreste de idari birim yazılı değildir. Bu durumda, tanzim yeri içermeyen dayanak belge, 6102 sayılı TTK'nun 776/f maddesi gereğince kambiyo senedi vasfında bulunmamaktadır. Borçlu, icra mahkemesine başvurusunda imzaya ve borca itirazı ile birlikte senette tanzim yeri bulunmadığını ileri sürmemiş ise de, Hukuk Genel Kurulu'nun 02.10.1996 gün ve 1996/12-5 sayılı kararı ile de benimsendiği üzere İİK'nun 170/a-2. maddesi gereğince bu hususun icra mahkemesince res'en nazara alınması gerekeceğinden, mahkemece takibin iptaline karar verilmesi gerekirken bu eksiklik gözardı edilerek itirazın reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.02.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.