ONLİNE ÖDEME YAPMAK İÇİN TIKLAYIN

TCK Madde 16 Cezadan Mahsup

TCK Madde 16 Cezadan Mahsup

TCK Madde 16 

(1) Nerede işlenmiş olursa olsun bir suçtan dolayı, yabancı ülkede gözaltında, gözlem altında, tutuklulukta veya hükümlülükte geçen süre, aynı suçtan dolayı Türkiye'de verilecek cezadan mahsup edilir.

Gerekçe 

 

Madde 14. Maddede, suç nerede işlenmiş olursa olsun, yabancı ülkede gözaltında, tutuklulukta veya hükümlülükte geçen sürelerin aynı suçtan dolayı Türkiye'de yapılacak yargılama sonunda verilecek cezadan indirilmesi öngörülmüş, böylece adalet esaslarına uyulması sağlanmıştır. 

Maddede, suç nerede işlenmiş olursa olsun, yabancı ülkede gözaltında, gözlem altında, tutuklulukta veya hükümlülükte geçen sürelerin aynı suçtan dolayı Türkiye'de yapılacak yargılama sonunda verilecek cezadan indirilmesi öngörülmüş, böylece adalet esaslarına uyulması sağlanmıştır.

TCK 16 (Cezadan Mahsup) Emsal Yargıtay Kararları

2004 yılı içerisinde, Türkiye'de, PKK terör örgütüne katılım sağladıktan sonra, 2012 yılının Mart ayına kadar örgüt içerisinde İran ve Irak ülkelerinde faaliyetlerde bulunmasının ardından örgütten kaçarak İran ülkesi adli makamlarına teslim olup Türk yetkili makamlarına teslim edildiği 19.03.2014 tarihine kadar, PKK silahlı terör örgütünün İran ülkesinde faaliyet yürüten kolu PJAK üyesi olması nedeniyle cezaevinde kaldığı eyleminde, terör örgütü üyeliği suçunun Türkiye'de örgüte katılım sağladığı anda oluşacağı ve Türkiye’de işlenmiş sayılacağı, suçun, örgüte üye olma fiilinin gerçekleştiği anda tamamlanmasıyla birlikte, üyelik süresince eylemin temadi edeceği, bu sebeple sanığın İran ülkesi adli makamlarına teslim olduğu tarihe kadar eyleminden dolayı tek örgüt üyeliği suçunun oluşacağı, TCK 13/1-b maddesi gereğince; Türk Kanunlarının uygulanması gerekmesi karşısında; çifte cezalandırmanın önlenmesi bakımından İran adli makamlarınca düzenlenen tüm adli belgeler getirtilip tercümesi yaptırıldıktan sonra dosyada mevcut tüm deliller değerlendirilerek sanığın hukuki durumun takdir ve tayini gerektiği, mahkumiyeti halinde TCK’nın 16. maddesi uyarınca yabancı ülkede gözaltında, gözlem altında, tutuklulukta veya hükümlülükte geçen sürenin, aynı suçtan dolayı Türkiye'de verilecek cezadan mahsup edilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması yasaya aykırıdır. Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2017/1895 E. 2017/5019 K.

Sanığın, üç Afgan göçmeni menfaat karşılığı ve yasa dışı yollarla Kuşadası'ndan jet-ski ile sınırdan geçirdikten sonra, Yunanistan'da yakalanıp bu ülkede yargılanarak ceza aldığı olayda, göçmen kaçakçılığı suçunun seçimlik hareketlerinden biri olan yurt dışına göçmen çıkarma fiilinin, Yunanistan adaleti tarafından "yurda kaçak göçmen sokmak" şeklinde nitelendirilerek sanığın cezalandırılmasının, fiilin her iki ülke yönünden suç olarak kabulü nedeniyle Türkiye'de işlenen göçmen kaçakçılığı suçuna ilişkin yargılamaya engel teşkil etmeyeceği ve mülkilik ilkesi gereğince sanığın bu suçtan cezalandırılarak, koruma, faile göre şahsilik ile evrenselllik ilkeleri yönünden mükerrer infazın önlenmesi, adalet ve hakkaniyet esasları gözetilerek TCK'nın 16. maddesine göre, yurt dışında gözaltında, tutukluluk veya hükümlülükte geçirdiği süreler saptanarak bu cezasından mahsubunun gerektiği gözetilmeden, Birleşmiş Milletler Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi'nin 14/7. maddesine yanlış anlam yüklenerek davanın reddine karar verilmesi kanuna aykırıdır. Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/128 E. 2015/31 K.

TCK'nın 8. maddesinde belirtildiği üzere, Türkiye'de işlenen suçlar hakkında Türk kanunlarının uygulanacağı, fiilin kısmen veya tamamen Türkiye'de işlenmesi veya neticenin Türkiye'de gerçekleşmesi halinde suçun Türkiye'de işlenmiş sayılacağı, aynı Kanunun 9. maddesine göre Türkiye'de işlediği suçtan dolayı yabancı ülkede hakkında hüküm verilmiş olan kimsenin Türkiye'de yeniden yargılanacağı TCK'nın 79/1-a maddesinde ise doğrudan doğruya veya dolaylı olarak maddi menfaat elde etmek maksadıyla, yasal olmayan yollardan Türk vatandaşı veya yabancının yurt dışına çıkmasına imkan sağlayan kişinin cezalandırılacağı düzenlenmiştir. Sanığın suç tarihinde Kuşadası sahilinden bota bindirdiği 14 göçmeni Yunanistan'a ait Samos adasına gayri resmi yolla götürdüğü, daha sonra geri döndüğü sırada botun motorunun arızalanması üzerine Yunanistan güvenlik güçlerince yakalanması şeklinde iddia olunan eyleminde, göçmenlerin Türkiye'den çıktıkları anda suçun oluşacağı ve Türkiye'de işlenmiş sayılacağı, sanığın Yunanistan'da yargılanmasının anılan suç nedeniyle Türkiye'de yargılanmasına engel teşkil etmediği, yabancı ülke mahkemesince verilen karara ilişkin infaz evrakı araştırılıp yurt dışında gözaltında, gözlem altında, tutuklulukta veya hükümlülükte geçirdiği süreler saptanarak bu cezasından TCK'nın 16. maddesi gereğince mahsubu gerektiği gözetilmeden yazılı gerekçeyle ve mükerrer dava olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmesi kanuna aykırıdır. Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/40 E. 2015/44 K.

Hükmolunan cezadan TCK'nın 16. maddesi uyarınca yabancı ülkede gözaltında, gözlem altında, tutuklulukta veya hükümlülükte geçen sürelerin mahsup edilmesi gerektiği gözetilmeden TCK'nın 16 ve 63. maddeleri gereğince Yunanistan mahkemeleri tarafından verilen cezanın tamamının mahsubuna karar verilmesi,Kanuna aykırı olup hükmün bu nedenle BOZULMASINA, bu hususun yeniden yargılama yapılmaksızın CMUK’nın 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, mahsuba dair bölüm hükümden çıkarılarak, yerine "TCK'nın 16. maddesi uyarınca yabancı ülkede gözaltında, gözlem altında, tutuklulukta veya hükümlülükte geçen sürelerin cezadan mahsubuna" ifadesinin eklenmesi suretiyle diğer yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 17.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2014/47 E. 2014/4747 K.

 

YARGITAY 1. CEZA DAİRESİ 2006/1 E. 2006/3 K. 

CEZADAN İNDİRİM KASTEN ADAM ÖLDÜRMEK YABANCI BİR ÜLKEDE GEÇEN ÖZGÜRLÜK KISITLANMASINA İLİŞKİN SÜRELER

Kasten adam öldürmek suçundan sanık Mehmet Ali Ağca'nın, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 450/4. maddesi uyarınca ölüm cezası ile cezalandırılmasına dair, İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Mahkemesinin 28/04/1980 tarihli ve 1980/418-207 sayılı kararının 20/08/1980 tarihinde kesinleşmesinden sonra yürürlüğe giren, 4771 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun'un 1/A maddesine göre idam cezasının, (ağırlaştırılmış) müebbet hapis cezasına dönüştürülmesine ilişkin, Üsküdar 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 28/11/2002 tarihli ve 2002/379 değişik iş sayılı kararı ile silahlı gasp suçu sebebiyle 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 497/2. 522. 59/2 (İki kez), 71 ve 77. maddeleri uyarınca 36 yıl ağır hapis cezası ile cezalandırılmasına dair, Kadıköy 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 18/12/2000 tarihli ve 2000/186-319 sayılı kararının içtima edilerek hükümlünün 18 ay geceli gündüzlü bir hücrede tecrit edilmek suretiyle (ağırlaştırılmış) müebbet ağır hapis cezası ile cezalandırılmasına dair, Üsküdar 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 08/11/2004 tarihli ve 2004/323-346 sayılı içtima kararının infazı sırasında; hükümlünün, İtalya'da işlemiş bulunduğu adam öldürmeye teşebbüs suçu sebebiyle cezaevinde geçirmiş olduğu 20 yıllık sürenin halen infaz edilmekle olan 36 yıldan mahsup edilerek, geriye kalan 16 yıldan da 4616 sayılı Kanun uyarınca 10 yıl indirilmek suretiyle tutuklu kaldığı 153 günün düşülmesi sonucu 12/01/2006 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere şartla tahliyesine ilişkin, Kartal 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 05/01/2006 tarihli ve 2006/16-9 müteferrik sayılı kararına yönelik itirazın reddine dair, Kartal 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 10/01/2006 tarihli ve 2006/10 müteferrik sayılı kararını kapsayan dosya incelendi;

Dosya kapsamına göre; hükümlü Mehmet Ali Ağca'nın, 01/02/1979 tarihinde Milliyet Gazetesi Genel Yayın Müdürü Abdi İpekçi'yi taammüden öldürmesi sebebiyle hükmolunan ölüm cezasının 20/08/1980 tarihinde kesinleştiği, bu suçtan tutuklu olarak bulunduğu sırada Maltepe Askeri Cezaevinden 25/11/1979 tarihinde firar ederek yurtdışına kaçtığı ve 13/05/1981 tarihinde İtalya'da Vatikan Devlet Başkanı Papa 2. Jean Paul'e karşı işlemiş bulunduğu öldürmeye teşebbüs suçu sebebiyle Roma İstinaf Mahkemesince ömür boyu hapis cezası ile cezalandırıldığı, bu suç sebebiyle 20 yıl cezaevinde cezası infaz edildikten sonra İtalya Cumhurbaşkanı'nın af kararı uyarınca cezaevinden tahliye edilerek 14/06/2000 tarihinde Türkiye'ye iade edildiği ve Türkiye'de işlemiş bulunduğu suçlardan dolayı cezasının infazına başlanıldığı anlaşılmaktadır.

Bu bağlamda;

1- Üsküdar 2. Ağır Ceza Mahkemesinin içtima kararı kapsamındaki 18 ay geceli gündüzlü bir hücrede tecrit edilmek suretiyle (ağırlaştırılmış) müebbet ağır hapis cezasının 36 yıl olarak infaz edilmesi gerektiği belirtilerek bu süreden hükümlünün yurtdışında infaz etmiş olduğu 20 yıllık sürenin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 16. maddesi uyarınca mahsup edilmesine Kartal 1. Ağır Ceza Mahkemesince karar verilmiş ise de anılan maddede "Nerede işlenmiş olursa olsun bir suçtan dolayı yabancı ülkede gözaltında, gözlem altında, tutuklulukta veya hükümlülükte geçen süre, aynı suçtan dolayı Türkiye'de verilecek cezadan mahsup edilir." şeklindeki düzenlemenin olayda uygulama yerinin olmadığı, zira maddede belirtildiği üzere aynı suçtan dolayı Türkiye Mahkemelerinden verilmiş bir cezanın bulunmadığı, yurtdışında işlemiş olduğu suç sebebiyle cezasının infazı tamamlanarak cezaevinden tahliye edildiği ve kasten adam öldürme ve gasp suçlarından dolayı cezasını çekmek üzere hükümlünün Türkiye'ye iade edildiği gibi, ayrıca Türkiye'de işlemiş bulunduğu adam öldürme suçu sebebiyle Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Mahkemesince verilen ölüm cezası kararın 20/08/1980 tarihinde kesinleşmesini müteakip, yurtdışındaki adam öldürmeye teşebbüs suçunun 13/05/1981 tarihinde işlenmiş olması sebebiyle 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 77/6 ve 40. maddeleri uyarınca cezaların birlikte infazına veya mahsup edilmesine imkan bulunmadığı;

Kabule göre de;

Hükümlünün yurtdışında işlemiş olduğu suçtan dolayı kesintisiz 20 yıl cezaevinde kaldığı varsayılarak, bu süre kadar cezasından mahsup yapılmış ise de, bu suçun işlendiği 13/05/1981 tarihi ile Türkiye'ye getirildiği 14/06/2000 tarihi arasında 19 yıl 1 ay 1 gün infaz edilmiş bir süre bulunduğu cihetle, en fazla bu süre kadar mahsup yapılması gerektiği;

2- Hükümlü hakkında Türkiye'de işlediği adam öldürme suçundan dolayı hükmolunan idam cezasının 4771 sayılı Kanun uyarınca (ağırlaştırılmış) müebbet ağır hapis cezasına dönüştürülmüş olması sebebiyle içtima edilebilir hale geldiği ve yine Türkiye'de işlemiş olduğu iki ayrı gasp suçundan dolayı verilen 36 yıl ağır hapis cezası ile içtima ettirilerek Üsküdar 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 08.11.2004 tarihli ve 2004/323-346 sayılı kararı ile 18 ay geceli gündüzlü bir hücrede tecrit edilmek suretiyle (ağırlaştırılmış) müebbet ağır hapis cezasına hükmolunduğu, bu cezanın infazı sırasında Kartal 1. Ağır Ceza Mahkemesince infaz edilecek süre 36 yıl ağır hapis olarak kabul edilip bu cezadan 20 yıl mahsup edilmesini müteakip, geriye kalan 16 yıldan da 4616 sayılı Kanun uyarınca 10 yıl indirilmek suretiyle cezanın infaz edilmesine karar verildiği anlaşılmakta ise de, somut olayda suçun işlendiği 01/02/1979 tarihinden sonra ölüm cezalarının yerine getirilmesi bakımından farklı hükümler taşıyan 3 ayrı kanunun yürürlüğe girdiği, bunlardan 12/04/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun geçici 1. maddesi (a) bendinde "Verilen ölüm cezaları yerine getirilmez. Bu durumda olanlar 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanunun 19. maddesi hükmüne göre çekmeleri gereken cezalarının 10 yılını çektikleri taktirde iyi haili olup olmadıklarına bakılmaksızın ve talepleri olmaksızın şartla salıverilirler." hükmünü içerdiği, 21/12/2000 tarihli 4616 sayılı 23 Nisan 1999 Tarihine Kadar İşlenen Suçlardan Dolayı Şartla Salıverilmeye, Dava ve Cezaların Ertelenmesine Dair Kanun'un 1/1. maddesi 1. bendine göre de "Verilen ölüm cezaları yerine getirilmez. Bu durumda olanlar hakkında tabi oldukları kanunlardaki infaz hükümleri aynen uygulanır." hükmünün yer aldığı, yine idam cezaları ile ilgili olarak 03/08/2002 tarihli 4771 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun'un 1-A maddesi uyarınca idam cezaları müebbet ağır hapis cezasına dönüştürülmüş olup, anılan maddenin (b) bendinde "Türk Ceza Kanununun 17 nci maddesi ile 13.7.1965 tarihli ve 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanunun 19 ve ek 2 nci maddelerinin Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından ölüm cezalarının yerine getirilmemesine karar verilenlere ilişkin hükümleri saklıdır." şeklinde düzenleme bulunduğu nazara alındığında, 4616 ve 4771 sayılı Kanunlar uyarınca cezanın fiilen 30 yıl olarak İnfaz edilmesi gerekeceği, ancak hükümlü hakkında Üsküdar 2. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 18 ay geceli gündüzlü bir hücrede tecrit edilmek suretiyle (ağırlaştırılmış) müebbet ağır hapis cezasının hükümlü lehine olan 3713 sayılı Kanun'un geçici 1-a maddesi uyarınca 10 yıl üzerinden infaz edilmesi gerektiği, bu taktirde Türkiye'de 14/06/2000 tarihinde cezanın infazına başlanılması ve tutukluluk ile gözaltında geçirdiği süreler nazara alındığında henüz şartla tahliyeye hak kazanmadığı;

Gözetilmeden itirazın bu yönlerden kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden sözedilerek, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'nün 17.01.2006 gün ve 889 sayılı istemlerine dayanılarak anılan kararın 5271 Sayılı CMK.nun 309. maddesi gereğince kanun yararına bozulmasına ilişkin, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 17.01.2006 tarih ve 9951 sayılı tebliğnamesine bağlı dosyası Dairemize gönderilmekle okundu, gereği konuşulup düşünüldü :

TÜRK MİLLETİ ADINA

1- Hükümlü Mehmet Ali Ağca'nın;

a- 01.02.1979 tarihinde Milliyet Gazetesi Genel Yayın Müdürü Abdi İpekçi'yi taammüden öldürmek suçundan İstanbul Sıkıyönetim Askeri Mahkemesinin, Askeri Yargıtay 1. Dairesinin 20.08.1980 tarih, 1980/279-290 sayılı ilamı ile onanan, 28.04.1980 gün, 1980/418-207 sayılı kararı ile idam cezasıyla mahkum edildiği, hükümlünün bu suçtan 25.06.1979 tarihinde yakalanıp gözlem altına alındığı, 11.07.1979 tarihinde tutuklandığı, hüküm kesinleşmeden önce 25.11.1979 tarihinde tutuklu bulunduğu Maltepe Askeri Cezaevinden firar edip yurt dışına kaçtığı;

b- 03.04.1979 tarihinde gerçekleştirdiği iki ayrı silahlı gasp eylemlerinden dolayı, Kadıköy 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 04.04.2001 tarih, 2001/2559-4482 sayılı ilamı ile onanan 18.12.2000 tarih, 2000/186-319 sayılı kararıyla içtimaen 36 yıl ağır hapis cezasıyla cezalandırıldığı;

c- 13.05.1981 tarihinde, Vatikan Devlet Başkanı Papa II. Jean Paul'e karşı giriştiği suikast eyleminden ötürü yargılanıp ömür boyu ağır hapse mahkum edildiği, bu cezasını çekerken 13.06.2000 yılında, cezasının tutuklu kaldığı süreye indirilerek affedilip Türkiye'ye iade edildiği ve 14.06.2004 tarihinde infaz kurumuna alındığı, ancak bu suçtan dolayı Türkiye'de verilen bir cezasının bulunmadığı;

d- Üsküdar 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 08.11.2004 gün 2004/323-346 sayılı kararı ile Türkiye'de işlemiş olduğu suçlardan verilen cezaların içtimaı sonucu 36 yıl ağır hapis cezasının 18 ay geceli gündüzlü hücrede tecrit edilmek suretiyle müebbet ağır hapis cezasıyla cezalandırılmasına 4771 sayılı Yasa hükümlerine göre karar verildiği;

e- Kartal 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 05.01.2006 tarih ve 2006/16-09 müt. sayılı kararıyla, 12.01.2006 tarihinden geçerli olmak üzere koşullu salıverildiği;

f- Koşullu salıverilme kararına karşı yapılan itirazın, Kartal 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 10.01.2006 tarih, 2006/10 müt. sayılı kararıyla reddedildiği;

Saptanmıştır.

2- Kanun yararına bozma istemi konusunu oluşturan uyuşmazlık; hükümlünün Türkiye'de işlediği öldürme eyleminden dolayı aldığı cezadan, Vatikan Devlet Başkanına karşı işlediği suçtan tutuklu ve hükümlü kaldığı sürenin mahsup edilip edilemeyeceğine, kabule göre ise indirilse bile bu sürenin 20 yıl değil 19 yıl 1 ay 1 gün olduğuna, ayrıca 4616 sayılı Yasa hükümlerine göre 10 yıllık sürenin indirilip indirilmeyeceğine, ilişkindir.

3- 5237 sayılı TCY'nın 63. maddesinde; “Hüküm kesinleşmeden önce gerçekleşen ve şahsi hürriyeti sınırlama sonucunu doğuran bütün haller nedeniyle geçirilmiş süreler, hükmolunan hapis cezasından indirilir ...” hükmü yer almıştır. Bu düzenleme ile, 765 sayıl TCY'nın mahsupla ilgili 40. maddesindeki düzenleme arasında bir fark bulunmamaktadır. Bu düzenlemeler, ulusal hukuk bakımından geçerli olan düzenlemelerdir.

5237 sayılı TCY'nın 16. maddesine göre yabancı bir ülkede gözaltında, gözlem altında, tutuklulukta ya da hükümlülükte geçen süre, Türkiye'de aynı suçtan dolayı verilecek cezadan indirilecektir.

765 sayılı TCY'da, sözü edilen 16. madde benzeri bir düzenleme bulunmadığı halde, 16. maddede belirtilen koşulların bulunması halinde, hakkaniyet ve kesin hükme saygı gereği, yabancı bir ülkede geçen özgürlük kısıtlanmasına ilişkin sürelerinin, Türkiye'de aynı suçtan dolayı verilecek cezadan indirilmesi gerektiği, Türk öğreti ve uygulamasında benimsenmiştir. (Ord. Prof. Dr. S. Dönmezer–Prof. Dr. S. Erman, Nazari ve Tatbiki Ceza Hukuku, 8. bası, C.3, n. 2199; Prof. Dr. Feridun Yenisey, Milletlerarası Ceza Hukuku, 1988 bası, s.192; Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 06.03.1975 tarih ve 758/680 sayılı kararı).

Yabancı bir ülkede infaz edilen cezayı, Türkiye'de hükmolunan cezadan indirmek, sonuç olarak yabancı mahkeme kararlarına ülke içinde etki ve infaz kabiliyeti tanımak için ulusal yasada açıklık bulunması gerektiği (S. Dönmezer–S. Erman aynı yapıt, n.2199); her ne şekilde olursa olsun, yabancı bir ülkedeki özgürlük kısıtlamaları sürelerinin Türkiye'de verilecek cezadan indirilebilmesi için yasal düzenlemeye gereksinim bulunduğu belirtilmiştir. (F. Yenisey, aynı yapıt, s.193).

4- Yüksek Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 06.04.2004 tarih ve 1/45-85 sayılı kararında da açıklandığı üzere, kısa sayılabilecek bir süre içinde, 3713, 4616, 4771, 5218 sayılı, infaza ilişkin hükümler içeren Yasalar çıkarılmış olup, bu Yasalar karşılaştırıldığında, hükümlünün öldürme eylemi bakımından en lehine olan yasanın, 3713 sayılı Yasanın geçici 1. maddesinin (a) bendi olduğu, bu Yasanın uygulandığı durumda ayrıca 4616 sayılı Yasa gereğince 10 yıllık indirim yapılmasına olanak bulunmadığı;

Anlaşılmıştır.

5- Somut olay, yapılan açıklamalar ışığında değerlendirildiğinde;

a- Vatikan Devlet Başkanına karşı gerçekleştirilen öldürmeye kalkışma eylemi nedeniyle, İtalya'da gözaltında, gözlem altında, tutuklulukta ve hükümlülükte geçen sürenin, Türkiye'de işlediği suçlarından dolayı verilen cezalardan indirilmesinin yasal dayanağı bulunmadığından;

b- Bu nedenlerle, hükümlünün cezalarından, öldürme suçundan gözetim ve tutuklulukta geçirdiği 153 gün ile iade sırasında yolda geçirdiği bir günlük sürenin indirilmesi gerekirken, İtalya'da geçirilen ve yanlış hesaplanan 20 yıl ile 4616 sayılı Yasa uyarınca 10 yıllık sürelerin mahsubu sonucu erken koşullu salıverilmeye ilişkin Kartal 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 05.01.2006 tarih, 16-09 müt. sayılı kararına karşı yapılan itirazı reddeden, Kartal 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 10.01.2006 tarih, 10 müt. sayılı hükmü yerinde görülmediğinden, bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.

Yukarıda açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının istemi yerinde görüldüğünden, 5271 sayılı CMK.nun 309. maddesi uyarınca Kartal 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 10.01.2006 tarih, 2006/10 müt. sayılı kararının (BOZULMASINA), diğer işlemlerin yapılması için dosyanın Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına (TEVDİİNE) 20.01.2006 gününde oybirliği ile karar verildi.(Corpus)