Yargıtay, bu gibi durumlarda belgede sahtecilik suçunun oluştuğunu ancak eylemin faydasız sahtecilik niteliğinde değerlendirilmesi gerektiğini kabul etmektedir. “Noterliğinde yeminli noter katibi olarak görev yapan sanık M.Y.'nin, suç tarihinde izinsiz olarak İlçe dışında bulunan ... Noteri sanık G.K.'nin telefon talimatıyla, sanık G.K.'nin görev mahalli dışında olduğunun anlaşılmaması için 28.04.2008 tarihli bir kısım evraklara sanık G.K.'nin adını yazarak imzasını atmaktan ibaret eylemlerinde, sanık M.Y.'ye ... Noteri olan sanık G.K. tarafından 20.10.2006 tarihinde imza yetkisi verilerek ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 20.10.2006 tarihli işlemiyle yemini yaptırılmış olması ve tüm noterlik işlemlerini yapma yetkisinin bulunması, bu tarihte düzenlenen belgelerin tarafların isteklerine uygun ve içerik itibariyle gerçeği yansıtması, noter olarak sanık G.K.'nin ... Polikliniği'ni 28.08.2008 gün ve 40 protokol nolu raporuna göre de dört gün istirahatli olması ve böyle bir işlem yaptırma ihtiyacının bulunmaması karşısında, yüklenen eylemlerin sübuta ermesi halinde dahi sahteciliğin gereksiz olarak yapıldığı ve yüklenen suçun unsurları itibariyle oluşmadığı gözetilmeden sanıkların beraatleri yerine yazılı şekilde mahkumiyetlerine karar verilmesi...” Yargıtay 11. Ceza Dairesi, 23.11.2011 tarih, 2011/11193 E., 2011/22134 K.
