ONLİNE ÖDEME YAPMAK İÇİN TIKLAYIN

Elektronik belgenin TCK anlamındaki belge kavramının kapsamına girip girmediği

Yargıtay, 6. Ceza Dairesi, 06.11.1990 tarih, 7080/8497 E.-K.; “Türk Ceza Kanunu’nun 491. maddesinin 1. fıkrasında hırsızlık şöyle tarif edilmiştir: “Her kim, diğerinin taşınabilir malını rızası olmaksızın faydalanmak için bulunduğu yerden alırsa, altı aydan üç seneye kadar hapsolunur.” Bu tanım açısından içtihadı birleştirmenin konusu (taşınabilir mal) ve (bulunduğu yerden alma) kavramları yönünden özellik kazanmaktadır. Bu sözler değerlendirilirken kuşkusuz (zilyetlik) ve (mamelek) kavramlarının dikkate alınmaları zorunludur. İçtihadı birleştirmeye esas tutulan kararlarda sözü edilen olayların ortak özelliği, herhangi bir kişiye ait telefon hattından saplama yapmak suretiyle hat alıp sanığın kendisine ait telefon makinası ile rıza olmaksızın konuşma sağlaması keyfiyetidir. Ceza Genel Kuruluna intikal eden diğer bir olayda ise sanıkların kendi evlerinde kurdukları özel telefon santralleri ile Tarabya santrallerini kullanarak kaçak milletlerarası konuşmalar yapılmasını sağlamaları söz konusu edilmiştir. Bu olayların Türk toplumunun değer yargılarına tamamen ters düştüğü, ahlâka ve hukuka aykırı sonuçlar doğurduğu tartışmasızdır. Türk Ceza Kanununun 491. maddesinin ilk fıkrasındaki unsurlar genişletici yoruma tabi tutulduğunda yukarıda özetlenen eylemleri kapsamına aldığının kabulü gerekli görülmüştür. Zira yorumda toplumun değer yargıları ve teknolojinin gerisinde kalınamaz. Görüşmeler sırasında Ceza Hukukunda kıyasın caiz olmadığı toplumun değer yargılarına göre, yasada açıklık olmadığı halde bir eylemin suç sayılamayacağı ileri sürülmüşse de çoğunluk olayda kıyas yoluna başvurulmadığı yukarıda da açıklandığı üzere genişletici yorum yapıldığı, buna da ceza da cevaz bulunduğu, genişletici yorum yoluna başvurulurken toplumun değer yargılarından yararlanılabileceği gerekçesiyle bu görüşlere katılmamıştır. Burada genişletici yorum, T.C.Y.’nın 491. maddesinin kapsamı dışında bir eylemi madde kapsamına dâhil etmek değil, esasen maddenin içinde mündemiç bulunan ve zamanın teknolojik gelişmeleri ile ekonomik değeri olan her türlü şeyin sahibinin rızası dışında kullanılması eylemlerinin de T.C.Y.’nın 491. maddesinin kapsamında olduğunu açıklığa kavuşturmaktan ibarettir. Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenle, telefon hizmetinden çeşitli usul ve yöntemlerle saplama yapmak suretiyle bedelsiz ve kaçak yararlanmanın, Türk Ceza Kanunu açısından hırsızlık fiilini oluşturacağına, ilk görüşmede üçte ikiyi geçen çoğunlukla karar verildi.” Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu. 06.04.1990 tarih, 2/3 E.K.; Yargıtay 6. Ceza Dairesi, 5.4.1983 tarih, 11622/2870 E.-K.; Yargıtay. 6. Ceza Dairesi, 25.4.1983 tarih, 2676/3603 E.-K