Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından verilen bir kararda bu husus detaylı olarak açıklanmıştır: “…eşler, 10.09.1973 tarihinde evlenmiş, 11.04.2011 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 29.04.2013 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK m. 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nın yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (MK m. 170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı Kanun m. 10, TMK m. 202/1). Tasfiyeye konu 912 ada 1 parseldeki D:21/6 nolu bağımsız bölüm, kooperatife üye olunmak suretiyle edinilmiş, davalı tarafından 28.01.1999 tarihinde kooperatifin üyeliği devralınmış, 02.10.2009 tarihinde ferdileşme yoluyla davalı eş adına tescil edilmiştir. Tasfiyeye konu taşınmazın kooperatif üyeliği yoluyla edinilmesi hâlinde, kooperatife yapılan ödemelerden ve bu ödemelerin isabet ettiği dönemlerden hareketle, mal rejiminin tasfiyesi ile eşlerin alacak miktarları belirlenmelidir. Kooperatif ödemelerinin 743 sayılı MK'nın 170. maddesi gereğince mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu 01.01.2002 tarihinden önceki dönemde yapılmış olması durumunda, eşler lehine katkı payı alacağı, 4721 sayılı TMK'nın 202/1. maddesi gereğince edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 01.01.2002 tarihinden sonraki dönemde yapılan bölümler yönünden ise değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacağı hakkı doğabilecektir. Kooperatif ödemelerinin bir kısmının mal ayrılığı, bir kısmının da edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemlerde yapılması halinde; mal ayrılığı dönemindeki ödemelere diğer eşin yaptığı katkı oranı, daha sonra geçerli olacak edinilmiş mallara katılma rejimine kişisel mal olarak geçeceği kabul edilmektedir…”YHGK, 2017/1618 E., 2019/1370 K
