Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 17.03.2015 tarih, 2014/20309 Esas, 2015/4760 Karar tarihli karar, “…Dava, TMKnun 166/4. maddesinde düzenlenen fiili ayrılık hukuki sebebine dayalı olarak açılmış, mahkemece ispat edilemediği gerekçesiyle reddine karar verilmiştir. TMKnun 166/4. maddesinde yer alan fili ayrılık sebebiyle boşanma kararı verilebilmesi için, daha önce boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış olan boşanma davasının reddine karar verilmiş ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmiş ve bu süre içinde her ne sebeple olursa olsun ortak hayatın yeniden kurulamamış olması gerekir. Davacı tarafından daha önce açılıp reddedilen davanın kesinleştiği tarihten sonra, bu davanın açıldığı tarihe kadar, üç yıldan fazla bir süre geçtiği görülmektedir. Davalı da önceki kararın kesinleşmesinden sonra davacı ile bir araya gelmediklerini, ortak hayatın kurulamadığını kabul etmiştir. O halde, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği halde, delillerin hatalı değerlendirilmesi sonucunda yazılı gerekçeyle reddine karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir…”
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 28.09.2015 tarih, 2014/27111 Esas, 2015/16403 Karar tarihli karar, “…Davacı-karşı davalı erkek, TMKnun 166/son maddesine dayalı, davalı-karşı davacı kadın ise hem TMKnun 166/son, hem de 166/1 maddesine dayalı boşanma talebinde bulunmuş, mahkemece davalı-karşı davacı kadının boşanma davasının kabulüne (TMK. md. 166/1 ve son), davacı-karşı davalı erkeğin boşanma davasının ise daha ziyade kusurlu olduğundan bahisle reddine karar verilmiştir. TMKnun 166/son maddesine dayalı eylemli ayrılık nedeniyle açılan davada boşanmaya karar verebilmek için; herhangi bir boşanma sebebiyle açılmış ve reddedilerek kesinleşmiş bir boşanma davasının bulunması; bu kararın kesinleşme tarihinden itibaren üç yıl geçmesi halinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayatın yeniden kurulamamış olması gerekir. Yasa hükmünden de anlaşıldığı gibi; boşanma kararı verilebilmesi için herhangi bir kusur araştırması yapılması gerekmemektedir. Kusur araştırması, talep olunduğu takdirde boşanmanın fer'i (eki) olan nafaka ve tazminat taleplerinin takdiri için gereklidir. Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere, davacı karşı davalı erkek tarafından, davalı-karşı davacı kadın aleyhine ... 4. Aile Mahkemesinin 2006/568 esas sayılı dosyası ile boşanma davası açıldığı, mahkemece 14/02/2008 tarihinde davanın reddine karar verildiği ve iş bu kararın 27/07/2009 tarihinde kesinleştiği, o tarihten bu yana tarafların bir araya gelmediklerini sabittir. O halde davacı-karşı davalı erkeğin TMKnun 166/son maddesi uyarınca açmış olduğu boşanma davasının da kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde reddi doğru görülmemiştir…”
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi,19.03.2018 tarih, 2016/14020 Esas, 2018/3517 Karar tarihli karar, “…Dava TMKnun 166/4 maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuksal sebebine dayalı boşanma davası olup, mahkemece; "...eldeki davanın davacısı erkek eş tarafından TMKnun 166/1-2. maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı olarak açılan fiili ayrılığa esas ilk boşanma davasının, davacı erkeğin eşine şiddet uyguladığı kadının ise kusurunun ispatlanamadığı gerekçesiyle reddedildiği, bu davanın açılmasından önceki olaylara dayalı olarak davalı kadına bir kusur yüklenemeyeceği, fiili ayrılık döneminde kadından kaynaklanan ve ona kusur olarak yüklenebilecek yeni bir maddi olayın varlığının ispatlanamadığı ve kişinin kendi kusuruna dayanarak bir hak iddia edemeyeceği," gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi hâlinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir (TMK m. 166/4). TMKnun 166/4 maddesine dayalı olarak açılan davada boşanmaya karar verilebilmesi için; davacı tarafın, boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilip bu kararın kesinleştiğini ve bu kesinleşme tarihinden başlayarak üç yıl geçmesi halinde her ne sebeple olursa olsun ortak hayatın yeniden kurulamamış olduğunu kanıtlaması gerekli ve yeterli olup; davalının kusurunun kanıtlanması gerekmez. Tarafların kusur durumu; boşanma kararı için değil; boşanmanın fer'i (eki) olan yoksulluk nafakası (TMK. m. 175) ile maddi ve manevi tazminat (TMK m.174/1-2) talepleri bakımından değer taşır…”
Her ne kadar kusur incelemesi boşanma kararı açısından önem arz etmese de boşanmanın feri sonuçları açısından eşlerin kusur durumu önem arz etmektedir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 19.03.2018 tarih, 2016/14020 Esas, 2018/3517 Karar tarihli karar, “…TMKnun 166/4 maddesine dayalı olarak açılan davada boşanmaya karar verilebilmesi için; davacı tarafın, boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilip bu kararın kesinleştiğini ve bu kesinleşme tarihinden başlayarak üç yıl geçmesi halinde her ne sebeple olursa olsun ortak hayatın yeniden kurulamamış olduğunu kanıtlaması gerekli ve yeterli olup; davalının kusurunun kanıtlanması gerekmez. Tarafların kusur durumu; boşanma kararı için değil; boşanmanın fer'i (eki) olan yoksulluk nafakası (TMK. m. 175) ile maddi ve manevi tazminat (TMK m.174/1-2) talepleri bakımından değer taşır…”