“Diğer itirazlar varit olmadığı gibi 23/02/940 tarihinde noter dairesinde yapılan son tetkikatta şahitlerin vasiyetçiyi tasarrufa ehil gördükleri ve vasiyetname münderecatının huzurlarında okunarak vasiyetçi tarafından kabul ve zirinin temhir edildiği hakkındaki şerh 26/10/930 tarihinde mahallinde tanzim kılınan asıl vasiyetname metninde mevcut olmayıp iki gün sonra yani 28/10/930 tarihinde harcı verilerek noter dairesince tescil sırasında vasiyetname zahrına noter başkâtibi tarafından kendi el yazısıyla tahrir ve altına mukaddem tarih vazolunup evvela şahitlerden Ömer Lütfi ve bir müddet sonra da Rüstem Kemal’e imza ettirildiği tahakkuk eylemiş ve Kanunu Medeninin 482 nci maddesinin sarahati ile 483 üncü maddede (veya okuma yazma bilmeyenlerle…) diye sevk olunan kayıttan mezkûr 482 inci maddede zikredilen şerhi şahitlerin vasiyet meclisinde ve bizzat tahrir ve imza etmeleri muktazi olduğu müsteban olmakta bulunduğuna mebni diğer itirazlar da varit görülmediğinden cümlesinin reddiyle esbabı mucibesinin bu veçhile ıslahı suretiyle binnetice muvafık olan hükmün tasdikine (…)” Y. 2.HD. 24.10.1940 tarih ve 2514 E. - 3521 K.
“Şahitlerin ayrı resmî kâğıtlara ve aynı tarih ve akit numarası altında kendi el yazılarıyla yazmış oldukları şerhler vasiyetnamenin merbutu ve devamı olarak ona bağlanmış ise bu hal şekil noksanlığı sayılmaz. Vasiyetnamedeki ufak tefek intizamsızlıklar senedin iptalini gerektirmez. Kanun bir şekil noksanlığı değildir.” Y. 2.HD. 16.11.1954 tarih ve 519 E. - 5395 K. Tanık beyanlarının ayrı bir sayfada olmasının sonradan yazıldığına delil teşkil etmeyeceği hakkında bkz. Y. 2.HD. 13.05.1952 tarih ve 3122 E. - 2009 K.