Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 01/10/2019 tarih 2019/3843 Esas 2019/7308 Karar sayılı ilamı
Kira sözleşmeleri şahsi hak doğuran sözleşmelerden olduğundan kiraya verenin malik olmasına gerek yoktur. Kural olarak kira sözleşmesi şekle bağlı değildir. Yazılı olarak yapılabileceği gibi sözlü olarak da yapılabilir. İspatın konusunu tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar oluşturur. HMK’nun ispat yükünü düzenleyen 190. maddesine göre ispat yükü; kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanunun belirli delillerle ispatını emrettiği hususlar, başka delillerle ispat edilemez. Kira sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda, kira ilişkisi ve kira miktarının kiraya veren, ödeme savunmasının ise kiracı tarafından ispatlanması gerekir.
Somut olayda davacı kira ilişkisinin varlığından hareketle alacak isteminde bulunmuş olup bu açıdan kira ilişkisinin varlığını ispat külfeti davacıya aittir. Davalılar tarafından sunulan 21.06.2013 başlangıç tarihli kira sözleşmesinde; davacının oğlu ...'nun kiraya veren olduğu ve kiracının da davalılardan ... olduğu görülmektedir. ... duruşmada tanık olarak dinlenmiş ve davalıların kira bedellerini kendisine ödediklerini kabul etmiştir. HMK’nun 189/3. maddesi uyarınca kanunun belirli delillerle ispatını emrettiği hususlar başka delillerle ispat olunamaz. Aynı yasanın 200. maddesine göre bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin yapıldıkları zamanki miktar ve değeri 2.500 Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Yıllık kira bedeline göre, davacının kira ilişkisini yazılı delille ispat etmesi gerekir. Davacı davalıların kiracı olduğunu yazılı delil ve belgelerle ispat edememiştir. Hal böyle olunca, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken,yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.