Dava, 5 yıldan önce açılmış ise kanundaki kira tespit davasının her zaman açılabileceği düzenlemesi dikkate alınarak hemen reddedilmemelidir. Yargıtay içtihatlarındanhareketle, mahkemece yapılacak iş öncelikle dava sırasında 5 yıllık süre dolacak ise davacıya uzayan yeni kira dönemine ilişkin talebi olup olmadığı sorulmalıdır. Davacının bu yönde talebi var ise bu doğrultuda yargılama yürütülmelidir. Eğer sonraki döneme ilişkin talebi yok ise yine davanın her zaman açılabileceği düzenlemesinden hareketle m. 344/3 uyarınca hak ve nesafete ilişkin değil de m. 344/1-2 hükümleri dikkate alınarak endeks dönemine ilişkin bir kira tespit talebi olup olmadığı sorulmalıdır. Yargıtay bu uygulaması ile ‘çoğun içinde az da vardır’ kuralını baz aldığı söylenebilir. Bu yönde de talebi yok ise artık davanın reddine karar verilebilecektir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 17/02/2021 tarihli 2021/192 Esas 2021/1593 Karar sayılı ilamı: Somut olayda, Mahkemece; bozma kararına uyulduğu halde gerekleri yerine getirilmemiş, bozmaya uygun karar verilmemiştir. Şöyle ki; Mahkemece uyma kararı verilen Dairemizin 2017/4674 E., 2018/11568 K. sayılı ilamı ile; önceki malik ... ile davalı arasındaki 30.10.2014 başlangıç tarihli aylık 1.500 TL bedelli kira sözleşmesinin varlığı hususunda uyuşmazlık bulunmadığı, kira bedelinin tespiti istenilen dönemin, sözleşmenin birinci dönemi olduğu, bir sonraki dönem olan 30.10.2015 tarihinden sonrası için kira bedelinin tespitine karar verilebileceği belirtilmiş, bununla birlikte kira sözleşmesinin bedelinde muvazaa iddiasının kanıtlanamaması halinde sözleşmede kira artış hükmü yönünden atıfta bulunulan 01.11.2007 başlangıç tarihli sözleşmede kararlaştırılan %10 artış şartının davalının tacir olması sebebiyle geçerli olduğu gözetilerek 30.10.2015 sonrası dönem için bu artış oranı uygulanmak suretiyle kira bedelinin tespitine karar vermek gerektiği açıkça belirtilmiştir.Ne var ki Mahkemece; bozma ilamına uyma kararı verilmiş ise de, davalı lehine oluşan usuli müktesep hakka aykırı olarak taraflar arasındaki kira ilişkisinin 01.11.2007 tarihinde başladığı yönündeki hatalı değerlendirme neticesinde kira bedelinin hak ve nesafet ilkeleri gereği tespiti yoluna gidilmiştir.O halde mahkemece, taraflar arasında geçerli kira sözleşmesinin başlangıç tarihinin 30.10.2014 olduğu esas alınarak, 30.10.2014 tarihinde kararlaştırılmış olan kira bedeline %10 artış şartı uygulanmak suretiyle davalı tarafından ödenen kira bedelinden az olmamak üzere 30.10.2015 sonrası dönem için kira bedelinin tespitine karar vermek gerekirken, Dairemizin bozma ilamının gereği yerine getirilmeden, yanılgılı değerlendirme ile hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 04/04/2019 tarihli 2017/6958 Esas 2019/3016 Karar sayılı ilamı:Dava, kira bedelinin tespiti istemi olup taraflar arasında 01/01/2011 başlangıç tarihli 5 yıl süreli aylık 300 TL bedelli yazılı kira sözleşmesi bulunmaktadır. Bu kapsamda; Dava tarihi itibariyle 5 yıllık kira süresi dolmadığından 18/06/2015 tarihinde açılan dava ile 30/04/2015 tarihinden itibaren kira parasının tespitine karar verilemez ise de yargılama sırasında 5 yıllık kira süresinin sonu olan dönemin (01/01/2016) başladığı göz önünde bulundurularak, mahkemece bir sonraki dönem için (2016-2017) kira bedelinin tespitini isteyip istemediği hususunun davacı taraftan sorularak, istemesi halinde bir sonraki dönem için hak ve nesafete göre kira parasının tespitine karar verilmesi aksi halde davanın reddine karar verilmesi gerekir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 20/11/2018 tarihli 2017/4508 Esas 2018/11752 Karar sayılı ilamı: Taraflar arasında 01/01/2011 başlangıç tarihli, bir yıl süreli kira sözleşmesi konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kira sözleşmesi 2005 yılından itibaren her yıl birer yıl süre ile yenilenerek devam etmiştir. Bilirkişi raporunda, 2011 tarihli sözleşme belirlenen kira bedelinin günün ekonomik koşullarına uygun olmadığı, taraflarca tespit olunan aylık kiranın o günün rayicini yansıtmadığı belirtildiğine göre kira bedeli hak ve nesafete göre tespiti talep edilebilir. Ancak 01/01/2013 tarihinde başlayan kira dönemi için kira bedelinin tespitinin istenilmesi için davanın bu dönemin başlangıcından en geç otuz gün önceki bir tarihte açılması ya da kiraya veren tarafından bu süre içinde kira bedelinin artırılacağına ilişkin olarak kiracıya yazılı bildirimde bulunulmuş olması gerekir. Sözleşmede artış şartı bulunmakla birlikte davacı tarafından ihtarname de gönderilmiş olmasına rağmen tespit istenilen kira dönemi sona erdikten sonra dava açıldığı anlaşılmaktadır. Geriye dönük olarak kira bedelinin tespiti istenilemeyeceğinden 21/05/2014 tarihinde açılan dava ile 01/01/2013 tarihinde başlayan dönem için kira parasının tespitine karar verilemez. Bu durumda Mahkemece bir sonraki dönem için (2014-2015) kira bedelinin tespitini isteyip istemediği hususunun davacı taraftan sorularak, istemesi halinde bir sonraki dönem için kira bedelinin tespitine karar verilmesi aksi halde davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 25.10.2018 tarihli 2017/4158 Esas 2018/10654 Karar sayılı ilamı:Taraflar arasında imzalanan 01.06.2007 başlangıç tarihli ve altı yıl süreli yazılı kira sözleşmesinin varlığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı 19.06.2014 tarihinde açtığı dava ile 01.06.2013 tarihinden itibaren kira bedelinin tespitini istemiş ise de, 01.06.2013-01.06.2014 dönemi sona erdikten sonra dava açılmakla dava süresinde değildir. Ancak davacı 01.06.2014 tarihinden itibaren kira bedelinin tespitini isteyebilir. Bu durumda mahkemece 01.06.2014 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere kira bedelinin tespitini isteyip istemediği davacıya sorularak, 01.06.2014 tarihinden itibaren kira bedelinin tespitinin istenmesi halinde hak ve nesafet ilkeleri gereğince rayice uygun olarak kira bedelinin belirlenmesi, iki bilirkişi raporu arasında çelişki olduğu da dikkate alınarak, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi, gerekirse yeniden bilirkişiden rapor alınması, tespit edilecek bedelin, kiracının tespit istenilen dönemde ödemekte olduğu bedelden az olması halinde ise davanın reddine karar verilmeyip kiracının ödemekte olduğu bedele hükmedilerek bir tespit kararı verilmesi, davacının 01.06.2014 tarihinden itibaren kira bedelinin tespitini istememesi halinde ise davanın süresinde açılmadığından reddine karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA