ONLİNE ÖDEME YAPMAK İÇİN TIKLAYIN

“iş karşılığında para veya ayın olarak yapılan ve arızi olmayan her türlü ödemelerin kıdem tazminatı hesabında göz önünde tutulması gerektiğini”

“Ücret mefhumuna giren bu unsurların her bir tam iş yılı için onbeş günlük ücret tutarında olmak üzere ödenmesi gereken kıdem tazminatının hesabında nazara alınmamasını icabettiren bir kanun hükmü veya muhik bir sebep de mevcut değildir. Her ne kadar İş Kanununun 19 uncu maddesinde ücretin tedavülü mecburi para ile ödeneceği bildirilmekte ise de; bu hüküm, kıdem tazminatına esas olacak ücretin ancak para ile yapılan ödeme olacağını kabul etmek için sebep teşkil etmez. Zira, bu hükmün kanuna konuluş sebebi, ücretin en mühim kısmının para olarak ödetilmesini temin suretiyle iş verenin paradan başka ödemelerle işçinin menfaatını halele uğratmasını önleme düşüncesidir. Kıdem tazminatı, muayyen müddetli olmıyan iş akitlerinde işinde sebat göstermiş olan ve akde aykırı hareketinden başka bir sebeple işinden ayrılan işçiye malî menfaat sağlıyarak işçilerin işlerinde sebat etmelerini teşvik maksadiyle kabul edilmiştir ki, ücret mefhumu dar bir şekilde tefsir edildiği takdirde hesaba esas tutulacak miktar ve binnetice kıdem tazminatı azalacağından bu halde kıdem tazminatı müessesesi kanuna konuluş gayesine gereği gibi ulaştırılmış olmaz. Bu sebeplerle kıdem tazminatına esas tutulacak ücret mefhumunun geniş bir tefsire tabi tutulması icabettiği, ve İş Kanununun 19 uncu maddesinde geçen ücretin sadece ücretin esas kısmı olduğu neticesine varılmaktadır. Sonuç: İşçinin gıda, mesken, sağlık, yakacak ve aydınlatma gibi zaruri ihtiyaçlarını karşılayacak kifayette olmak üzere iş karşılığında para veya ayın olarak yapılan ve arızî olmıyan hür türlü ödemelerin ve bu arada hususi surette iyi olan bir hizmetin karşılığı olarak ödenen primlerin veya bu mahiyetteki yıllık ikramiyelerin İş Kanununun 13 üncü maddesine göre hükmedilecek kıdem tazminatının hesabına esas olan ücret mefhumuna dâhil bulunduğuna ve ticaret dairesinin bu yoldaki son ictihadının kanuna uygun bulunduğuna 15/5/1957 tarihinde ittifakla karar verildi.” YİBHGK 15.05.1957 T., 1956/13 E., 1957/10 K.