ONLİNE ÖDEME YAPMAK İÇİN TIKLAYIN

Gemiadamı 854 sayılı Kanun kapsamına girebilmesi için öncelikle deniz taşıma işinde çalışmalıdır ve ayrıca yönetmeliklerde belirtilen gemiadamı yeterliliğine sahip olmalıdır.

Y. 9. HD. 22.10.2019 T., 2016/8971 E., 2019/18633 K

MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

YARGITAY KARARI

A) Davacı İsteminin Özeti:

Davacı vekili; müvekkilinin gemi adamı olarak çalıştığını ve iş akdini haklı nedenle feshettiğini, işçilik alacaklarının da ödenmediğini ileri sürerek; kıdem tazminatı ile ücret alacağı, ücret farkı alacağı, fazla mesai ücreti, yemek ücreti alacağı, izin ücreti alacağı ve sigorta bedeli alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

B) Davalılar Vekilleri Cevaplarında Özetle:

Davalılar ayrı ayrı cevap dilekçelerinde özetle davanın reddini talep etmişlerdir.

C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:

Mahkemece, yapılan yargılama sonunda davacının Deniz İş Kanunu kapsamında çalıştığı kabul edilerek, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

D) Temyiz:

Karar süresinde taraflarca temyiz edilmiştir.

E) Gerekçe:

4857 sayılı İş Kanunu’nun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca “deniz ve hava taşıma işlerinde çalışanlar” hakkında bu kanun hükümleri uygulanmaz. Deniz taşıma işlerinde çalışanlar 854 sayılı Deniz İş Kanununa tabidir. Gemiler aracılığı ile yapılan deniz taşıma işleri ayrı bir yasaya tabi olduğundan, 4857 sayılı Yasanın kapsamı dışında bırakılmıştır.

854 sayılı Deniz İş Kanununun 1. maddesine göre “Bu kanun denizlerde, göllerde ve akarsularda Türk Bayrağını taşıyan ve yüz ve daha yukarı grostonalitonluk gemilerde bir hizmet akdi ile çalışan gemi adamları ve bunların işverenleri hakkında uygulanır” denilerek, Deniz İş Kanununun kapsamı belirlenmiştir. Gemiler aracılığı ile yapılan deniz taşıma işleri ayrı bir yasaya tabi olduğundan 4857 sayılı İş Kanununun kapsamı dışında bırakılmıştır. Gemi yabancı ülke bayrağı taşıyor veya gemi Türk bayraklı olsa bile yüz grostonlitonluk değil ise, bu gemide çalışanlar hakkında Deniz İş Kanunu uygulanmayacaktır. Keza taşıma işinde çalışan bu gemideki işçiler yine 4857 sayılı İş Kanunu kapsamına girmeyecek, haklarında Borçlar Kanunu genel hükümleri uygulanacaktır.

Deniz İş Kanunu’nun 46. maddesi uyarınca, “Bu kanun kapsamına giren gemi adamlarıyla bunların işveren veya işveren vekilleri arasında bu kanundan veya hizmet akdinden doğan davalar hakkında, 5521 sayılı kanun hükümleri uygulanır. Hizmet akdinde ayrıca bir hüküm yoksa dava, geminin bağlama limanında iş davalarını bakmaya yetkili mahkemede görülür”.

4857 sayılı İş Kanunu’nun 4. maddesinde deniz ve taşıma işlerinin yapıldığı işyerlerinde çalışanların kanun kapsamına girmeyeceği açıklandıktan sonra, aynı madde de ayrık durumlara yer verilmiştir.

Buna göre;

Kıyılarda veya liman ve iskelelerde gemilerden karaya ve karadan gemilere yapılan yükleme ve boşaltma işlerinde,

Havacılığın bütün yer tesislerinde yürütülen işlerinde,

Deniz İş Kanunu kapsamına girmeyen ve tarım işlerinden sayılmayan, denizlerde çalışan su ürünleri üreticileri ile ilgili işlerde,

Çalışanların 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında oldukları açıkça belirtilmiştir.

Deniz taşıma işinin Deniz İş Kanunu kapsamına alındığı sabittir. Bir gemiadamının da Deniz İş Kanunu kapsamına girmesi için deniz taşıma işinde çalışması gerekir.

Deniz taşıma işi denilince de yolcu, hayvan veya eşyanın deniz veya iç sular üzerinden, bir noktadan diğer bir noktaya taşınması faaliyetidir.

Dosya içeriğine göre davacı davalılardan Belediye Başkanlığı’nın faaliyet alanı için kurduğu iştiraki İŞTAÇ Şirketinin ihale ile Deniz Yüzeylerinin Temizlenmesi işini verdiği diğer davalı şirket işçisi olarak şirketin teknesinde çalışmıştır. Deniz yüzeyinin temizlenmesi işi deniz taşıma işi değildir.

Diğer taraftan 6100 sayılı HMK.’un 33. Maddesi uyarınca “Maddî vakıaların taraflarca getirilmesi esas olmakla birlikte; getirilen maddî vakıaların hukukî nitelendirmesini yapmak ve ilgili kanun maddesini uygulamak hâkime ait bir görevdir”. Hâkim uyuşmazlıkta uygulayacağı hukuku resen gözetmek zorundadır.

Somut uyuşmazlıkta davacı deniz taşıma işinde çalışmadığından Deniz İş Kanunu hükümlerine göre değil, 4857 sayılı İş Kanunu hükümlerine göre tazminat ve diğer işçilik alacakların bir değerlendirmeye tabi tutulup buna göre karar verilmelidir. Mahkemece davacının 854 sayılı Deniz İş Kanunu kapsamında kaldığı kabul edilerek, alacakların bu kanuna göre değerlendirilip, hüküm altına alınması hatalıdır.

F) Sonuç:

Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 22.10.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Y. 9. HD. 07.05.2015 T., 2015/6747 E., 2015/16705 K

İŞ MAHKEMESİ

A) Davacı İsteminin Özeti:

Davacı vekili; müvekkilinin .... Gebze yerleşkesinde 4 aylık deneme süreli ve 1 yıllık iş sözleşmesi ile işe başlamış ise de deneme süresi henüz dolmadan 30/01/2014 tarihinde imzalanan ikinci bir sözleşme ile uzatıldığını; müvekkilinin bu sözleşmeye işe başladığını; ancak görevini yüksek sorumluluk duygusu ile eksiksiz ifa eden müvekkilinin iş akdinin 25/03/2014 tarihinde haksız ve usule aykırı olarak feshedildiğini belirterek iş sözleşmesinin feshinin geçersizliği ile müvekkilinin işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.

B) Davalı Cevabının Özeti:

Davalı vekili, davacının iş sözleşmesinin Deniz İş Kanunu kapsamında olduğunu bu nedenle iş güvencesi kapsamı dışında kaldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:

Mahkemece davacının, gemi adamı olduğu ve Deniz İş Kanunu kapsamında bulunduğu yasanın 2. maddesinde açık olarak belirlendiği, 4857 sayılı yasanın 4/a maddesinde deniz ve hava taşıma işlerinde bu yasanın uygulanmayacağı belirtildiği, davacının 4857 sayılı yasa kapsamı dışında bulunduğundan, kanunun 18 ve devam eden maddelerinde hüküm altına alınan işe iade davası açma hakkı bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

D) Temyiz:

Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.

E) Gerekçe:

4857 sayılı İş Kanunu kapsamı belirlerken açıkça deniz taşıma işlerinde çalışanların bu kanun kapsamında bulunmayacaklarını belirtmiştir. İş güvencesi hükümleri 4857 sayılı İş Kanunu’nda düzenlenmiş, yine özel kanunun olan Basın İş Kanunu 6. maddesi yollaması ile 4857 sayılı İş Kanunu’nun iş güvencesine ait 18-21. maddelerinin basın çalışanlarına da uygulanacağı belirtilmiştir. Deniz İş Kanunu’nda bu yönde bir düzenleme yoktur. Bu nedenle Deniz İş Kanunu kapsamında çalışan bir gemiadamının 4857 sayılı İş Kanunu’ndaki iş güvencesi hükümlerinin kendisi hakkında genel kanun olduğu veya kıyasen uygulanmasını isteme olanağı yoktur. Bu nedenle mahkemece bu yöndeki tespit doğrudur.

Ancak salt gemiadamı olmak Deniz İş Kanunu kapsamında olmayı gerektirmez. Gemiadamı olma koşulu yanında 854 sayılı Deniz İş Kanunu’nun 1. maddesi kapsamında işleten veya gemi sahibi olan işverene ait bir gemi işyerinde ve deniz taşıma işinde çalışması gerekir. Somut uyuşmazlıkta gemiadamı olan davacının davalı kuruma ait Deniz İş Kanunu’nun 1. maddesi kapsamında sayılan bir gemide çalışıp çalışmadığı ve gemide çalışmış ise yaptığı işin deniz taşıma işi olup olmadığı açıklığa kavuşturulmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.

F) Sonuç:

Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenden dolayı BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 07.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.