Yargıtay 11. H.D., 24.10.2017, E. 2016/3527, K. 2017/5672
Taraflar arasında görülen davada ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 05/01/2016 tarih ve 2013/146-2016/10 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin davalıya 4.000 TL bedelli bono verdiğini, verilen bono da tahrifat yapılarak 44.000 TL üzerinden takibe geçildiğini, tahrifat sebebiyle oluşan fark miktarı olan 40.000 TL'den müvekkilinin borçlu bulunmadığının tespitini talep etmiştir.
Davalı vekili; davacının iddiasını yazılı belge ile ispat etmesi gerektiğini, senedin tahrifatına ilişkin iddialar hakkında somut ve kesin bir delil olmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; dava konusu bono üzerinde rakam hanesinde bedelin 4.000 TL olarak yazıldığı, başına 4 rakamının sonradan eklendiğinin tespit olunduğu, ancak bono bedelinin yazı ile “kırkdörtbin TL” şeklinde yazılmış olduğu, 6102 sayılı TTK madde 676 "bedel hem yazı hem rakamla gösterilip iki bedel arasında fark bulunması halinde yazı ile gösterilen bedel üstün tutulur." hükmüne haiz olup aynı Yasa'nın TTK 778/2-c atfına binaen bonolara da uygulanmakta olduğu, rakam ile belirtilen bedelde tahrifat yapılmış olduğu tespit olunsa da yazı ile yazılan bedel esas alındığı, yazı ile gösterilen alanda tahrifatın olmadığı, davacı tarafından başkaca bir delil sunulmadığı ve davasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava icra takibine konu kambiyo senedi bedelinden kısmen borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece 6102 sayılı TTK'nin 778. maddesinin göndermesiyle bonolar hakkında uygulanması gereken aynı Kanunun 676. maddesi gereğince, bono bedeli hem yazı ve hem de rakamla gösterilip de iki bedel arasında fark bulunursa yazı ile belirlenen bedele itibar olunacağı hükmüne istinaden davanın reddine karar verilmiştir. Ancak bu kural senedin bedel kısmında tahrifat yapılmamış olması halinde uygulanır. Somut olayda dayanak bononun rakam ile değer belirten bölümünde tahrifat yapıldığı bilirkişi raporuyla saptandığına göre, bononun yazı ile değer belirten bölümüne itibar edilmesi mümkün değildir. Bu durumda senedin davacının kabulündeki miktar kadar geçerli olduğununa karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddi doğru görülmemiş hükmün temyiz eden davacı yararına bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz eden davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 24/10/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.