ONLİNE ÖDEME YAPMAK İÇİN TIKLAYIN

Karşı vekâlet ücretinin hükmedilmesinde tarafların kusurları değil haklılık oranları esas alınmaktadır.

Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 326. maddesinde, Kanun’da yazılı olan durumlar dışında, yargılama giderlerinden, aleyhine karar verilen tarafın sorumlu tutulacağına dair karar verileceği düzenlenmiştir. Bununla birlikte, dava sonucunda taraflardan her biri kısmen haklı kısmen haksız çıkarsa, mahkemece yargılama giderleri tarafların haklılık oranına göre paylaştırılır. Kanun hükmünden de anlaşıldığı üzere; yargılama giderlerinin ve dolayısıyla karşı vekâlet ücretinin hükmedilmesinde tarafların kusurları değil haklılık oranları esas alınmaktadır.

Yargıtay 6. HD. 14.11.2016, E. 2015/12567, K. 2016/6685

Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye davasına dair karar, davalı ve davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

Dava, TBK 347. maddesine dayalı on yıllık uzama süresinin dolması nedeniyle tahliye istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı şirketin dava konusu taşınmazda 01.03.2003 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile kiracı olduğunu, kiracılık ilişkisinin 12 yıldan bu yana devam ettiğini, kiracılık ilişkisinin uzunluğunun kiralayan aleyhine bir dengesizlik meydana getirdiğini ileri sürerek TBK’nun 347. maddesi gereğince taraflar arasındaki kira sözleşmesinin feshi ve davalının kiralanandan tahliyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde, dava konusu olayda TBK'nun 347. maddesi koşullarının oluşmadığını, zira dava konusu olayda on yıllık uzama süresinin sona ermediğini, dava konusu taşınmazın 01.03.2003 başlangıç tarihli ve 10 yıl süre ile kiraya verildiğini, davacı yanca henüz 2. uzama yılı sonunda tahliye talep edildiğini, bu durumda TBK'nun 347. maddesi koşullarının oluşmadığını bildirerek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, 10 yıllık sürenin 01/03/2013 tarihinde dolduğu, davanın ise 25/03/2015 tarihinde açıldığı, TBK'nun 347. maddesine göre 10 yıllık süre dolduktan sonra tahliye talep edilecek ise de, bu sürenin dolmasından sonra hemen tahliye talebinde bulunmayıp aradan 2 yıl geçtikten sonra tahliye talebinde bulunulduğu ve böylece sözleşmenin kendiliğinden uzadığı, bu durumda ikinci on yılın dolmasının beklemesi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine, davalı lehine 750,00 TL vekalet ücretine karar verilmiştir.

1-Davacının temyiz itirazları yönünden;

Taraflar arasında uyuşmazlık konusu olmayan ve hükme esas alınan sözleşme 01.03.2003 başlangıç tarihli olup, 10 yıl sürelidir. İş bu sözleşmenin 01.03.2013 tarihinden itibaren tarafların sessiz kalması nedeniyle yıldan yıla uzayarak, bu uzamanın 10 yılı bulmasının gerektiği, TBK’nun 347/2-son maddesi uyarınca davanın ancak 10 yıllık uzama süresinden sonra açılabileceği, henüz dava açma koşullarının gerçekleşmediğinin anlaşılmasına göre davacının temyiz itirazlarının reddine,

2-Davalı vekilinin vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarına gelince;

Davada kendisini vekil ile temsil ettiren taraf yararına vekalet ücretine hükmedilir. Vekalet ücreti aleyhine hüküm tesis edilen taraftan alınır. İki taraftan her birinin kısmen haklı çıkması durumunda haklılık oranlarına göre vekalet ücreti belirlenir. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 9.maddesi gereğince "tahliye davalarında 1 yıllık kira bedeli tutarı üzerinden tarifenin 3.kısmı gereğince hesaplanacak miktarın tamamı vekalet ücreti olarak hükmedilir." Mahkemece davacı tarafından açılan tahliye davası esastan reddedildiğinden kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken davalı lehine 750,00 TL maktu vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değildir.

Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.

SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 14/11/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.