“Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan" suçunun 5237 sayılı TCK'nın "Kamu güvenine karşı suçlar” bölümünde düzenlenmesi ve suçun hukuki konusunun “kamu güveni" olması karşısında, bu tür suçlarda suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamı, diğer bir ifadeyle kamu olduğu, suçun işlenmesi ile kamu güveninin sarsıldığı, eylemin belirli bir kişinin zararına olarak işlenmesi halinde bu kişinin suç mağduru değil suçtan zarar gören olacağı anlaşıldığından; sanığın, müştekisi olduğu kasten yaralama olayı ile ilgili olarak hastaneye giderek kardeşi G. A.‘in nüfus cüzdanını görevlilere vermek suretiyle onun adına adli rapor tanzim ettirmek ve daha sonra hastane polisi tarafından ifadesi alınırken aynı kimlik bilgilerini bildirip düzenlenen ifade tutanağını imzalamaktan ibaret fiilinin, hukuki anlamda tek fiil olduğu ve müşteki ifade tutanağını da TCK'nin 206/1, maddesindeki "resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunmak” suçunu oluşturduğu ve zincirleme suç koşullarının da bulunmadığı gözetilmeden, belirtilen suçtan yazılı şekilde iki ayrı mâhkumiyet hükmü kurulması…" Yargıtay 11. Ceza Dairesi, 13.05.2019 tarih, 2017/3791 E., 2019/4629 K.
