Hırsızlık Suçlarında Soruşturma ve Kovuşturma Usulü, Görevli Yetkili Mahkeme , Cezası , Zamanaşımı
Hırsızlık suçu, kural olarak re' sen takip edilen bir suçlardan olup, soruşturma ve kovuşturma işlemleri şikâyete tabi değildir. Yani kolluk, cumhuriyet savcısı ve mahkeme dosyayı re' sen takip eder, delilleri toplar ve yargılamayı yapar. Ancak hırsızlık suçunun paydaş veya elbirliği malikleri tarafından diğeri aleyhine işlenmesi ya da bir hukuki ilişkiye dayalı alacağı tahsil amacıyla veya bu suçun bir takım akrabalar aleyhine işlenmesi durumunda veyahut kullanma hırsızlığının söz konusu olması halinde, gerçekleştirilen eylem kanunen şikâyete tabi olacağından, soruşturma ve kovuşturma işlemleri ancak mağdurun şikâyeti sonucu gerçekleştirilebilecektir. Mağdurun şikâyetten vazgeçtiği bu gibi hallerde henüz dava açılmamışsa, cumhuriyet savcısı kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden kovuşturmaya yer olmadığına karar verecektir. Şayet açılmış bulunan bir dava söz konusu ise şikâyetten vazgeçme nedeniyle açılan dava düşecektir. Hırsızlık suçları katalog suçlar arasında düzenlenmiştir. Yine hırsızlık suçunun işlendiği hususunda kuvvetli suç şüphesi varsa ve tutuklama kararı için 5271 sayılı Ceza muhakemesi yasasında aranan diğer koşullarda mevcutsa failin tutuklanmasına karar verilebilecektir. Buna karşın, hırsızlık suçunu işleyen suça sürüklenen çocuk 15 yaşından küçükse tutuklama kararı verilmesi söz konusu olamayacaktır.
5235 sayılı İlk ve bölge adliye mahkemelerinin görev ve yetkilerini düzenleyen kanun maddeleri ile hırsızlık suçunun basit halinin düzenlenmiş olduğu 141'nci madde yine nitelikli hırsızlık suçlarını düzenleyen ceza yasasının 142'nci maddesi ile daha hafif cezalar öngören devamı maddeler incelendiğinde, yapılacak olan yargılamalarda görevli mahkemenin Asliye Ceza Mahkemeleri olduğu anlaşılacaktır. Fakat bu suçun sıvı veya gaz hâlindeki enerji hakkında ve bunların nakline, işlenmesine veya depolanmasına ait tesislerde bir örgütün faaliyetleri kapsamında işlenmesi durumunda ise bu eylem için yasada öngörülen üst sınır dikkate alındığında artık bu madde kapsamında yapılacak olan yargılamalarda Ağır Ceza Mahkemeleri görevli olacaktır. 2253 sayılı Çocuk Mahkemeleri’nin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanunun 6’ncı maddesine göre, 18 yaşını bitirmeyen küçükler yani kanunda yer alan tabirle ''suça sürüklenen çocuklar'' tarafından işlenen ve genel mahkemelerin görevine giren suçlarla ilgili davalara çocuk mahkemelerince bakılır. Çocuk mahkemesi bulunmayan yerlerde ise çocuklar tarafından işlenen suçlara ait soruşturma ve kovuşturma işlemleri genel görevli savcılık ve mahkemeler tarafından yapılmaktadır. Ancak bu hallerde çocuklara özgü yasa maddeleri ile usul hükümleri dikkate alınır ve suça sürüklenen çocuklar hakkındaki davalara Çocuk Mahkemesi sıfatıyla bakılır.
Hırsızlık suçunun basit halinin işlenmesi durumunda faile verilecek ceza bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıdır. Yine son yapılan yasa değişikliği ile bu madde kapsamında yer alan basit hırsızlık suçu uzlaşmaya tabi suçlar arasına alınmıştır. Hırsızlık suçuna ilişkin nitelikli hallerin düzenlenmiş olduğu aynı yasanın 142’nci maddesine göre fail, birinci fıkradaki nitelikli hallerden birini gerçekleştirmiş olması halinde üç yıldan yedi yıla kadar, ikinci fıkradaki nitelikli halleri gerçekleştirmesi halinde ise beş yıldan on yıla kadar hapis cezasına mahkûm olacaktır. Ancak 142’nci maddenin 2. fıkrasında öngörülen suçun elde veya üstte taşınan eşyayı çekip almak suretiyle ya da özel beceriyle işlenmesi halinin beden ve ruh bakımından kendini savunamayacak durumda olanlara karşı gerçekleştirilmesi halinde faile verilecek ceza ayrıca 1/3 oranında artırılacaktır. Aynı şekilde, suçun, sıvı veya gaz hâlindeki enerji hakkında ve bunların nakline, işlenmesine veya depolanmasına ait tesislerde işlenmesi halinde, faile beş yıldan on iki yıla kadar hapis cezası verileceği kanun maddesi ile belirtilmiştir. Hırsızlık suçunun bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, verilen ceza yarı oranında artırılacağı ve on bin güne kadar adlî para cezasına hükmolunacağı yasa da açıkça düzenlenmiştir. Yine yukarıda da açıklandığı üzere, şayet hırsızlık suçunun işlenmesi amacıyla konut dokunulmazlığının ihlâli veya mala zarar verme suçunun işlenmesi halinde, bu suçlardan dolayı soruşturma ve kovuşturma yapılabilmesi için şikâyet şartı aranmayacak ve bu suçlar için öngörülen yasa maddeleri ayrıca fail hakkında doğrudan uygulanacaktır. Bunlar yanında, hırsızlık suçunun işlenmesi sonucunda haberleşme, enerji ya da demiryolu veya havayolu ulaşımı alanında kamu hizmetinin geçici de olsa aksaması hâlinde verilecek ceza yarısından iki katına kadar artırılacağı son yasa değişikliği ile kanuna eklenmiştir. Hırsızlık suçu teşkil eden eylem günün gece sayılan zaman dilimi içerisinde işlenmişse, söz konusu hırsızlık eyleminin basit ya da nitelikli olup olmadığına bakılmaksızın verilecek temel ceza üzerinden yarı oranda artırım yapılacaktır. Hırsızlık suçuna konu malın değerinin az olması halinde faile verilen ceza da indirim yapılması hali yasanın 145'inci maddesinde belirtilmiş ve koşulların bulunması halinde ceza vermekten de vazgeçilebileceği ya da bu madde kapsamında indirim yapılabileceği yasa maddesi ile belirtilmiştir. Hırsızlık suçunun paydaş veya elbirliği ile malik olunan mal üzerinde ya da bir hukukî ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla işlenmesi hallerinde faile iki aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezası verilmektedir. Hukuki ilişkiye dayanan alacağı tahsili amacıyla bu suçun işlenmesi hali yeni kanun ile getirilmiş olan bir düzenlemedir. Kullanma hırsızlığı TCK'nın 146'ncı maddesinde şikâyete tabi bir suç olarak düzenlenmiş olup, bu maddede aranan şartların bulunması halinde faile verilecek ceza yarı oranda indirilmektedir. Yine hırsızlık suçunun ağır ve acil bir ihtiyaç için işlenmesi halinde hâkim olayın özelliğine göre cezada indirim yapabileceği gibi ceza vermekten de vaz geçebilecektir. Son olarak, hırsızlık suçunun tüzel bir kişi yararına işlenmesi ve bu yolla tüzel kişiye haksız menfaat temin edilmesi halinde, TCK'nın 169’uncu maddesine göre yine aynı yasanın 60’ncı maddesinde yer alan iznin iptali ve müsadere şeklindeki tedbirler ilgili tüzel kişiler hakkında uygulanacaktır.
TCK’nın 141’nci maddesindeki basit hırsızlık suçu ile paydaş veya elbirliği ile malik olunan mal üzerinde veya bir hukuki ilişkiye dayalı alacağı tahsil amacıyla işlenen hırsızlık suçlarında zamanaşımı süresi TCK’nın 66/1-e bendi uyarınca sekiz yıldır. Buna karşın, daha ağır ceza öngören TCK’nın 142’nci maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkralarında yer alan hırsızlık suçları açısından ise zamanaşımı süresi TCK’nın 66/1-d 133 bendi uyarınca on beş yıldır. Yine TCK’nın 66/3 maddesi ‘’Dava zamanaşımı süresinin belirlenmesinde dosyadaki mevcut deliller itibarıyla suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli halleri de göz önünde bulundurulur’’ şeklinde düzenlendiğinden, gece vakti işlenen hırsızlık suçlarında bu husus dikkate alınacaktır. Zamanaşımının kesilmesi halinde ise bu süreler en fazla yarısına kadar uzayacaktır. Bununla birlikte, TCK’nın 66/2 fıkrası uyarınca, fiili işlediği sırada on iki yaşını doldurmuş olup, on beş yaşını doldurmamış olanlar hakkında, bu sürelerin yarısının; on beş yaşını doldurmuş olup da on sekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında ise, üçte ikisinin geçmesiyle fiil zamanaşımına uğramış sayılacak ve açılan kamu davası düşecektir.