Yargıtay’ın başka bir kararında geçen; sanığın cezaevinde tanıştığı mağdura, açacağı şirkette iş teklifinde bulunduğu, maaşının yatması için bankadan bir hesap açtırmasını söylediği, bunun üzerine mağdurun bankaya giderek hesap açtırdığı, bu işlemler sırasında mağdurun verdiği cep telefonu numarasının yanlış olduğunu ve bu sebeple tekrar bankaya gidip numarasını güncellemesi gerektiğini söylediği, birlikte banka şubesine gittikleri, sanığın bu sefer kendi telefon numarasını yazarak bilgileri birlikte güncelledikleri olayda; sanığın daha sonra banka müşteri hizmetlerini arayarak aldığı internet bankacılığı şifresiyle kendi hesabına para aktarması şeklindeki eylemi, Yargıtay tarafından bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçu kapsamında değerlendirilmiştir.
Yargıtay 15. Ceza Dairesi 30/03/2016 gün ve 2013/25269E. , 2016/2825K. sayılı kararındaki muhalif oy; “Sanığın müştekiye ait hesaba ilişkin internet hesabı güncellenirken müştekinin cep telefonunun olmaması sebebiyle kendisinin cep telefonu numarasını bankaya bildirmesi akabinde daha sonra müştekiye ait bilgilerle bankanın çağrı merkezini arayarak şifre alıp müştekinin hesabında bulunan 250.00 TL yi kendi banka hesabına EFT yaparak parayı çekmesi şeklinde kabul olunan eyleminin; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun ...... gün ve ......... Sayılı Kararında açıklandığı üzere; Sanığın kastının müştekiye ait paranın rızası dışında elde etmek olması nedeniyle daha özel bir düzenleme olan 1412 sayılı CMUK.nun 326 maddesi gereğince kazanılmış haklar saklı kalmak kaydıyla, TCK.nun 142/2-e maddesinde düzenlenen bilişim sisteminin de kullanılması suretiyle hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde suç vasfında yanılgıya düşülerek nitelikli dolandırıcılık suçundan mahkumiyet kararının kanuna aykırı olması sebebiyle bozulması gerektiği düşüncesi ile Sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.”