ONLİNE ÖDEME YAPMAK İÇİN TIKLAYIN

Genel Güvenliğin Kasten Tehlikeye Sokulması Suçu

5237 sayılı TCK’nın 170. maddesinde;

(1) Kişilerin hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından tehlikeli olacak biçimde ya da kişilerde korku, kaygı veya panik yaratabilecek tarzda; a) Yangın çıkaran b) Bina çökmesine, toprak kaymasına, çığ düşmesine, sel veya taşkına neden olan c) Silahla ateş eden veya patlayıcı madde kullanan, kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Yangın, bina çökmesi, toprak kayması, çığ düşmesi, sel veya taşkın tehlikesine neden olan kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.

Şeklinde düzenlenmiştir.

“…Yargıtay Ceza Genel Kurulunun istikrar bulan ve süregelen kararlarında da vurgulandığı üzere; 5237 sayılı TCK’nın 170. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde düzenlenen genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçunun oluşabilmesi için, eylemin kişilerde korku, kaygı veya panik yaratabilecek tarzda gerçekleşmesi yeterli değildir. Eylemde kullanılan silahın da anılan Kanun'un 6. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde belirtilen ateşli silah olması gerekmektedir. Ateşli silah ibaresinden ne anlaşılması gerektiğine ilişkin TCK’da bir tanım bulunmasa da, Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Yönetmelik’in “Tanımlar” başlıklı 2. maddesinin (e) bendinde ateşli silahın, “Mermi çekirdeği veya saçma tabir edilen özel şekil ve nitelikteki maddeleri, barut gazı veya bu neviden patlayıcı ve itici güç ile uzak mesafelere kadar atabilen silahları” ifade edeceği belirtilmiş, yine ateşli silah, Türk Dil Kurumu Türkçe Sözlüğünde; “Patlayıcı madde aracı ile mermi atan top, tüfek vb. silah” şeklinde açıklanmıştır. Bu anlamda genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçunda kullanılan silahın da, söz konusu tanımlara uygun olarak, mermi çekirdeği veya saçma tabir edilen özel şekil ve nitelikteki maddeleri, barut gazı veya bu neviden patlayıcı ve itici güç ile uzak mesafelere atabilme özelliğine sahip olması, diğer bir anlatımla gerçek bir silah olması gerekmektedir. Kurusıkı tabir edilen, ses ve gaz fişeği atabilen silahlar nitelikleri itibarıyla bu suç açısından silah sayılamayacaklarından, kuru sıkı tabanca ile ateş edilmesi eyleminin, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 36. maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen “Gürültüye neden olma” kabahatini oluşturduğu kabul edilmelidir. YCGK. 07.03.2019 tarih, 2019/8 – 50 E., 2019/176 K

“…Sanığın olay günü korkutmak amacıyla müşteki İkbal'in evine 5-6 kez, müşteki Ülfet'in evine doğru ise 2 kez ateş ettiğine dair ikrarı, müşteki beyanları ve olay yeri raporlarına göre sanığın eyleminin her iki müştekiye yönelik ayrı ayrı silahla tehdit suçunu oluşturduğu halde suç vasfında yanılgıya düşülerek sanığın genel güvenliği tehlikeye sokmak suçundan cezalandırılması…”, Yargıtay 8. CD., 20.11.2018 tarih, 2018/9303 E. 2018/13021 K