Yargıtay 4.C.D. 25.10.2018 tarih 2017/16824 E. 2018/18307 K
02/12/2016 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK'nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen TCK'nın 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğu anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Kabule göre ise;
Sanığın, katılan “ büyük yalancısın sen emeğimi çaldın, hırsızsın iftira atacağım, sana hırsız diyeceğim sana, git nereye şikayet edersen et sahtekarsın sen, gözükdüğün gibi değilsin, görecekksin sen, senin başını yakacağım, seni mahvedeceğim, paranı da vermiyorum, ne yaparsan yap" şeklindeki sözlerle tehdit ettiğinin iddia ve kabul edilmesi karşısında, eyleminin TCK’nın 106/1. maddesinin 2. cümlesinde tanımlanan sair kötülük edeceğinden bahisle tehdit niteliğinde olduğu halde, aynı maddenin 1. cümlesinde düzenlenen tehdit niteliğinde olduğu kabul edilerek, sanık hakkında fazla ceza tayini,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin HÜKMÜN 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 25/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.