Hırsızlık Suçunun Zorunluluk Halinde İşlenmesi
Hırsızlık suçunun ağır ve acil bir ihtiyacı karşılamak amacıyla işlenmesi haline TCK’nin 147/1 maddesinde yer verilmiştir. Söz konusu madde ''hırsızlık suçunun ağır ve acil bir ihtiyacı karşılamak için işlenmesi halinde, olayın özelliğine göre, verilecek cezada indirim yapılabileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir'' şeklinde düzenlenmiş olup, ağır ve acil bir ihtiyaçtan ötürü işlenen hırsızlık eylemlerinde, faile verilen cezada indirim yapılabileceği hatta ceza vermekten dahi vazgeçilebileceği söz konusu yasa maddesi ile belirtilmiştir. Halen yürürlükte bulunan yasa da yapılan bu düzenlemenin 765 sayılı yasanın 494/1-3 maddesinde yer alan ve zaruret haline ulaşmayan ağır ve acil bir ihtiyacı karşılamak için işlenen hırsızlık suçuna paralel bir düzenleme olduğu da madde metninden anlaşılmaktadır Kanun maddesinde geçen ağır ve acil ihtiyaçtan, karşılanmadığı takdirde kişinin hukuken korunan bir yararının tehlike ile karşılaşacak olması durumu kastedilmektedir. Bahsi geçen tehlike, doğrudan faile yönelmiş olabileceği gibi, bir üçüncü şahsa da yönelmiş olabilir. Yine burada hırsızlık fiili bir ihtiyacı tatmin etmek için işlenmelidir. Yani failin burada ağır ve acil bir ihtiyacı karşılamak için bir şeyi alma bilinci ile hareket etmesi gerekmektedir. Burada suça konu malın değeri önem taşımadığı gibi, alınan şeyin ihtiyacı doğrudan karşılaması da şart değildir.
Hırsızlık suçunun ağır ve acil bir ihtiyacı karşılamak için işlenmesi, zaruret hali olarak kabul edilmektedir. Ağır ve acil ihtiyaç, madde gerekçesinde ve doktrinde, hasta olan çocuk için ilaç çalınması veya açlık nedeni ile gıda maddesi çalınması gibi halleri ifade ettiğini anlaşılmakla birlikte, söz konusu yasa metni ile somut olayda hâkime verilecek cezada indirim yapma veya ceza vermekten sarfınazar etme konusunda takdir yetkisi vermektedir.302 Buna göre hâkim, önüne gelen olaylarda ağır ve acil bir ihtiyaç durumunun olup olmadığını her olayın kendi şartları içerisinde titizlikle değerlendirmelidir. Bu son halde, sanığın ekonomik gelirinin ve sosyal durumunun düşük olmasını bahsi geçen kanun maddesinin sanık hakkında uygulanması açısından tek başına yeterli olamayacağı Yargıtay kararlarında belirtilmiştir.
‘’Ağır ve acil ihtiyaç, örneğin hasta olan çocuk için ilâç çalınması, açlık nedeni ile gıda maddesi çalınması gibi hâlleri kapsar. Ancak, bu durumda hâkime olayın mahiyetine göre, verilecek cezada indirim yapma veya ceza vermekten sarfınazar etme konusunda takdir yetkisi tanınmıştır.” denmek suretiyle maddenin ağır ve acil bir ihtiyacı karşılamak amaçlı hırsızlık suçunun işlenmesi halinde uygulanabileceği belirtildiğinden, somut olayda koşulları oluşmadığı halde 147.maddenin uygulanması’’ YARG. 13.CD. 2016/3080 E. 2017/8208 K.
''28.07.2011 tarihinde sanık hakkında düzenlenen kaçak tespit tutanağına göre, ara boru takarak kayıt dışı su kullandığı sabit olan sanığın eylemi, atılı hırsızlık suçunun unsurlarını oluşturduğu ve TCK'nın 147.maddesinde düzenlenen zorunluluk haline ulaşmayan ağır ve acil bir ihtiyacı karşılama zorunluluğunun bulunmadığı gözetilmeden yüklenen suçtan “sanığın su borcunu ödeyebilecek durumda olmadığı, suyun insan hayatını devam ettirebilmesi için ağır ve acil bir ihtiyaç olduğu, sanığın ekonomik ve sosyal konumu, 58 yaşında çalışmayan dul bir bayan olması sebebiyle TCK’nın 147/1 maddesinde yazılı bulunan zorunluluk halinin gerçekleştiği göz önüne alındığında” biçimindeki yasal ve yerinde olmayan gerekçeyle yazılı şekilde sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi..'' YARG. 13. CD. 2013/27556-2015/3714 E-K.
“Elektriğin yaşamsal bir ihtiyaç olduğu, sanığın davranışının haksız fiil oluşturduğu, eyleminin sebepsiz iktisap oluşturduğu ve sanığın suç işleme kastıyla hareket etmediği” biçimindeki yasal ve yerinde olmayan gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesi...'' YARG. 2. CD2010/32585-2012/2536 E-K.
''..Hırsızlık suçunda zorunluluk hali 5237 Sayılı TCK’nın 147. maddesinde düzenlenmiş olup, anılan maddede, hırsızlık suçunun ağır ve acil bir ihtiyacı karşılamak için işlenmesi halinde olayın özelliğine göre verilecek cezada indirim yapılabileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebileceği belirtilmiştir. Borçtan dolayı evindeki sayacı sökülen sanığın uçları direk bağlamak suretiyle kaçak elektrik kullandığı iddiası ile hakkında tutanak düzenlendiği anlaşılmakla, ağır ve acil bir ihtiyacı karşılamak için suçun işlendiği hususu sübut bulmadığından, TCK’nın 147. maddesinin şartlarının oluşmadığı gözetilerek duruşmaya devamla sanığın sorgusu yapılıp, toplanan delillere göre bir karar verilmesi gerekirken sanığın atılı suçu zorunluluk halinde işlediği gerekçesiyle 5237 Sayılı TCK’nın 25.maddesi uyarınca ceza verilmesine gerek bulunmadığına karar verilmesi..'' YARG. 2.CD. 2010/37785 2012/8783 E-K.
''Sanığın evinde yapılan kontrolde sayacı delerek diske müdahale ederek, kaçak elektrik kullandığı, olay tutanağı, tutanak düzenleyicilerinin beyanları, keşif ve bilirkişi raporuyla tespit edildiği olayda, 5237 Sayılı TCK’nın 147.maddesinde belirtilen acil ve ağır bir ihtiyacı karşılamak unsurunun oluşmadığı gibi aynı kanunun 145.maddesinde düzenlenen değer azlığı unsurunun oluşmadığı gözetilmeden, suça konu elektrik enerjisinin değerinin azlığı, sanığın öğrenci olması ve kış ayında ısınmak için sağlığı üzerinde zaruri ve sorunlu bir ihtiyacı karşılamaya yönelik oluşu ve bunun ağır bir ihtiyaç oluşu, kaçak elektrik bedelini Kaymakamlıkça verilen yardım ile ödemesi gibi yasal olmayan gerekçeyle aynı kanunun 145. Maddesi uyarınca ceza vermekten vazgeçilmesine karar verilmesi'' YARG. 2. CD. 2008/20961-2009/7841 E-K.
''Katılan Y. Y'ye ait tezgahın kilidinim kırılarak içinden çocuk kazağı ve taytları çalan sanığın eyleminin ağır ve acil bir ihtiyacı karşılamak için gerçekleştirmediği sanığın savunması, oluş ve dosya kapsamı ile anlaşılması karşısında; mahkemece yerinde olmayan gerekçeyle sanık hakkında TCK'nın 147.maddesiyle yazılı biçimde uygulama yapılması...'' YARG. 6.CD. 10.10.2013 2013/22912-19461 E/K
“Her ne kadar sanık hakkında yapılan sosyal ve ekonomik durum araştırmasında sanığın 35 yaşında psikolojik rahatsızlığı bulunan bir oğlunun bulunduğu eşinin vefat etmiş olduğu ve ondan dolayı aldığı 300,00 TL emeklilik maaşı ile geçindiği bildirilmiş ise de, 5237 Sayılı TCK’nın 147. maddesinin şartlarının oluşmadığı gözetilerek duruşmaya devamla toplanan delillere göre bir karar verilmesi gerekirken, sanığın atılı suçu ağır ve acil ihtiyaçlarını karşılamak kastıyla işlediği ve zorunluluk hali bulunduğu şeklindeki yasal olmayan gerekçeyle...”YARG.2.CD. 2009/5067-2010/6233 E-K.
“Kiracı olarak bulunduğu gecekonduda komşularının yardımıyla geçinen, işsiz ve 3 çocuklu sanık hakkında elektrik şebekesine kanca atarak kaçak elektrik kullandığından bahisle suç tutanağı düzenlenmesi karşısında ağır ve acil bir ihtiyacı karşılamak için suçun işlendiği hususu sübut bulmadığı ve bu nedenle 5237 sayılı TCK’nin 147. maddesinin şartlarının oluşmadığı gibi elektrik hırsızlığı suçunun niteliği gereği aynı Kanunun TCK’nin 145 maddesinin uygulanma koşulları bulunmadığı gözetilmeden sanığın “Çocuklarımın eğitimi için kanca atarak elektrik kullandım.” şeklindeki beyanına itibar edilerek yazılı şekilde, 5237 sayılı TCK’nin 145. Ve 147. maddeleri uyarınca ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi...” YARG. 2.CD.08.04.2009, 2008/22070-2009/18598 E/K.
5237 sayılı TCY'nin 142. maddesinin 2. fıkrasının (b) bendinde yaptırım altına alınan eylemler kapkaç ve yankesicilik suretiyle gerçekleştirilen fiillerdir; bu bendin uygulanabilmesi için, kapkaç olarak değerlendirilebilecek bir eylemin veya mağdurun dalgınlığı veya dikkatinin dağıtılarak savunma olanağının ortadan kaldırılması suretiyle hırsızlık fiilinin gerçekleştirilmiş olması gerekmektedir. Katılandan cep telefonunun istenip, verilmemesi üzerine de elinden almak biçiminde gerçekleşen eylemde, kapkaç olarak değerlendirilebilecek bir hareket tarzı veya mağdurun dalgınlığı veya dikkatinin dağıtılarak savunma olanağının ortadan kaldırılması suretiyle gerçekleştirilen bir hırsızlık fiili bulunmadığından, eylem 5237 sayılı TCY'nin 141/1. maddesi kapsamında değerlendirilmelidir. 5237 sayılı Yasa'nın 145. maddesinin uygulanmasında, 765 sayılı TCY'nin 522. maddesinde öngörülen "hafif" yada "pek hafif kavramlarıyla irtibatlı bir yoruma girilmemeli, Yargıtay'dan, anılan maddenin uygulanması sürecindeki içtihatlarına paralel şekilde, yıllık değer ölçülerini belirlemesi beklenmemelidir. Her somut olayda, yargıç, suçun işleniş şekli, mağdur veya sanığın konumu, olayın gerçekleştiği yer ve zamanı dikkate almak suretiyle "işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı" olacak şekilde ceza adaletini sağlayabilmek için, olayın özelliği, mağdurun konumu, failin kişiliği ve suçun işleniş şeklini değerlendirerek, meydana gelen haksızlığa faili iten etkenleri ve bu haksızlığın mağdur üzerindeki etkilerini de gözeterek, maddenin uygulanıp uygulanmaması yönünde takdirini kullanmalı ve bu takdirin gerekçesini denetime olanak verecek şekilde kararda göstermelidir.YCG.K.13.11.2007 gün ve 210-234
İkinci el ayakkabıların pazarlanma olanağı bulunduğunu saptayan sanıkların, birlikte gece vakti saptadıkları apartmanlara girerek, kapı önünde buldukları ayakkabıları çaldıkları, sanıkların satılabilecek evsaftaki ayakkabıları seçmek suretiyle eylemlerini gerçekleştirdikleri, bu işe özel araç tahsis ettikleri, yakalanma risklerinin azlığı ve kolay para kazanma yöntemi olarak benimsedikleri bu yolla, farklı semtlerdeki apartmanlara girmek suretiyle eylemlerini gerçekleştirdikleri, sanıkların çaldıkları ayakkabıların yalnızca mağdurları saptanan dört çift ayakkabıdan ibaret olmayıp, araçta yapılan aramada bagaj bölümünde 10 poşet içinde, 51 çift kundura, 20 çift spor ayakkabı, 5 çift bot olmak üzere toplam 76 çift çalıntı ayakkabının saptandığı, olayda 5237 sayılı TCY'nın 145. maddesinin uygulanma koşullarının bulunmadığı, yalnızca sahipleri saptanabilen ayakkabıların değil, olayın bütünü göz önünde bulundurulmak suretiyle, 145. maddenin uygulanma koşullarının belirlenmesi gerektiği, yerel mahkeme takdirinde ve özel daire kararında bu yönüyle bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmaktadır.YCG.K 15.12.2009 gün ve 242-291
237 sayılı Yasa'nın 245/1, maddesindeki banka veya kredi kartlarını kötüye kullanma suçu bileşik suç olarak düzenlenmiş olup, yasa maddesinde geçen "her ne surette olursa olsun" ifadesi banka veya kredi kartlarının sadece hukuka uygun yollardan ele geçirilmesini kapsamaktadır. Sanığın kurduğu düzenek ile ATM makinesine para çekmek için gelen mağdurların şifresini de öğrenmek suretiyle ele geçirdiği, ekonomik değeri bulunduğunda kuşku bulunmayan, menkul mal niteliğindeki banka kartı ile para çekmesi şeklinde gerçekleştirdiği eylemlerinde banka veya kredi kartının kötüye kullanılması suçu yanında hırsızlık suçu da oluşmaktadır. Bu şekilde gelişen olayda, suçun işleniş şekli itibariyle 5237 sayılı Yasa'nın 145. maddesinin uygulanma koşulları bulunmamaktadır. YCG.K 30.03.2010 gün ve 17-65
5237 sayılı TCY'nın 142/2-d maddesinde düzenlenen ve "haksız yere elde bulundurulan veya taklit anahtarla ya da diğer bir aletle kilit açmak suretiyle" işlenen hırsızlık suçunun oluşması için, maddede sayılan aletlerin anahtar boşluğuna takılarak, mekanizmanın harekete geçirilmesi suretiyle kilidin açılması gerekmektedir. Başka bir anlatımla, kilidin bir cisimle kırılması, kilitli yere kilit açmak suretiyle değil de, örneğin kapının kırılması gibi başka yollardan girilmesi durumlarında kilit açmaktan söz edilemeyecektir. 2- Hırsızlık suçunun işlenmesi sırasında bina veya işyerine girilmiş olması ve mal varlığına zarar verilmesi halinde hırsızlık suçunun yanında ayrıca konut veya işyeri dokunulmazlığını bozma ile mala zarar verme suçları da oluşmakta ve buna bağlı olarak failin bu suçlardan da cezalandırılması gerekmektedir. YCG.K 09.10.2012 gün ve 375-1809
Nitelikli haller açısından kanun koyucunun tercih ettiği yaptırım sistemi dikkate alınmaksızın, ister bağımsız bir yaptırım öngörülmüş olsun, isterse belirli bir oran dahilinde artırım yöntemi tercih edilmiş olsun, zamanaşımı süreleri daha ağır cezayı gerektiren tüm nitelikli haller dikkate alınarak belirlenmelidir. YCG.K 11.12.2012 gün ve 1247-1842