ONLİNE ÖDEME YAPMAK İÇİN TIKLAYIN

“işyeri ya da işyerlerinde geçen tüm hizmet sürelerine göre kıdem tazminatı hesaplanarak daha önce avans olarak ödenen miktarın kanuni faiziyle birlikte mahsup edilmesi gerektiği"

Y. 9. HD. 20.09.2021 T., 2021/8069 E., 2021/12312 K.

BÖLGE ADLİYE

MAHKEMESİ : ... 15. Hukuk Dairesi

DAVA TÜRÜ : ALACAK

İLK DERECE

MAHKEMESİ : ... 2. İş Mahkemesi

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:

Davacı vekili özetle; müvekkilinin davalı şirket tarafından yayınlanan "Cumhuriyet Gazetesi “ nde “... Temsilcisi“ olarak Toplu İş Sözleşmesi hükümlerine tabi olarak 01.01.1986 – 31.12.2015 tarihleri arasında ara vermeksizin sürekli çalıştığını, iş akdinin 31.12.2015 tarihinde işyerinin kapatılması nedeniyle davalı yanca feshedildiğini, iş akdinin haksız olarak feshedildiğini ve Toplu İş Sözleşmesi hükümleri gereği 7 ay olarak verilmesi gereken ihbar önelinin verilmediğini, kıdem tazminatının da eksik ödendiğini, ihbar ve kıdem tazminatının hesaplanmasında Toplu İş Sözleşmesi hükümlerinin esas alınması gerektiğini, işyerinde 06.09.2005 tarihinden itibaren grev uygulandığını, grevin o tarihten beri sürdüğünü, Toplu İş Sözleşmesi hükümlerinin geçerliliğini koruduğunu, yenisi bağıtlanana kadar Toplu İş Sözleşmesiyle elde edilen kazanımların hak hesabında dikkate alınması gerektiğini, 2822 sayılı Kanunun 6. maddesi hükmünün de bunu emrettiğini, davalı tarafından dayanağı belli olmayan yöntemle hesaplanan 12.269,92 TL ihbar tazminatı ile 92.776,15 TL kıdem tazminatı tutarından 7.039,44 TL borç düşüldükten sonra müvekkiline 98,006,63 TL’nin on taksitle ödendiğini, davalı yanca Toplu İş Sözleşmesinden doğan diğer alacakları dikkate alınmadığı gibi herhangi bir ödeme de yapılmadığını, taksitle ödenen kıdem tazminatı ile ilgili olarak geçmiş faizlerin ödenmesi gerektiğini, müvekkilinin iş akdinin 31.12.2015 tarihinde sona ermesine karşın, ibranamenin 14.01.2016 tarihinde alındığını, bir aylık süre geçmeden alınan ibranamenin geçersiz olduğunu, müvekkilinin, yıllarca aynı görevde, aynı yetkiyle, aynı sorumlulukla, aynı pozisyonda, değişik personel mevzuatına tabi olarak çalıştırıldığını, müvekkilinin değişik şirketler nezdinde sigortalı gösterilmesine karşın “... Temsilcisi” statüsünün değişmediğini, müvekkilinin maaşına iyileştirme yapılmadığını, yıllarca aynı maaş ile aynı pozisyonda çalıştığını, Toplu İş Sözleşmesinin 57. maddesi uyarınca ücret zammının yapılması gerektiğini, bu nedenle ücret alacaklısı olduğunu, müvekkilinin çalıştığı 16 yıl boyunca yıllık ücretli izin kullanmadığını, çalışılan hafta tatili günü için hak ettiği fazla çalışma ücreti alacağının ödenmeyen her gün için Toplu İş Sözleşmesinin 9 ve 7. maddesi uyarınca % 5 gecikme zammı ile hesaplanarak ödenmesi gerektiğini, davacıya son 12 yıllık dönem ile ilgili olarak toplu iş sözleşmesince sağlanan sosyal yardımların verilmediğini iddia ederek; kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, genel tatil ücreti, hafta tatili ücreti, izin harçlığı, aile yardımı, bayram yardımı, yakacak yardımı, çocuk yardımı, yılda 4 ikramiye alacağı, sorumluluk tazminatı, kıdem primi alacağı, fazla mesai ücreti her gün için % 5 gecikme zammı ile taksitli kısmi ödemeye dair faiz alacaklarının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı Cevabının Özeti:

Davalı vekili özetle; davacının 04.05.1999 tarihinde verdiği dilekçe ile 01.06.1999 tarihinde emekli olduğunu, davacı ile 1999 yılında emekli olduktan sonra 01.01.2001 tarihinde iş sözleşmesi imzalandığını, sosyal güvenlik destekleme primi ödeyerek işyerinde çalışmaya başladığını, bu konuda 22.12.2000 tarihinde davacının Sosyal Sigortalar Kurumu ... Bölge Müdürlüğüne dilekçe ile başvurduğunu, davacı ile 01.01.2001 tarihinde yapılan iş sözleşmesinin 8. maddesinde “Daha önce çalıştığı işyerinden ayrılırken kıdem tazminatını tamamen aldığını ve bu işyerinde çalışmaya başladığı 01.01.2001 tarihinde kıdeminin sıfır olduğunu kabul ve ikrar etmiştir.” denildiğini, davacı ile 02.01.2006 tarihli sözleşmenin 7. maddesinde “01.01.1993-30.06.1999 tarihleri arasındaki çalışmasını kendi isteği ile 10.640,- TL tahsil ederek sonlandırdığını ve kıdemini sıfırladığını” açık biçimde kabul ettiğini, davacının işe başlama tarihinin 01.01.2001 olduğunu ve 1999 yılında emekli olduğu ve kıdemini sıfırladığını, davacının toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yararlanmasının mümkün olmadığını, işyerinde bağıtlanan toplu iş sözleşmesinin 01.01.1999-31.12.2000 tarihleri arasında geçerli olduğunu, davacı ile yapılan iş sözleşmesi tarihinin 01.01.2001 olması ve toplu iş sözleşmesinin bitiminden sonra yapılması nedeniyle davacının toplu iş sözleşmesinden yararlanamayacağını, davacının Cumhuriyet Gazetesinin ... temsilcisi olduğunu, ... Bürosunda kendisinden üst pozisyonda hiç kimsenin bulunmadığını, ... Temsilciliğine çalışan tüm işçilerin izin, mesai, hafta tatili gibi hakları konusunda davacının söz sahibi olduğunu, davacıya görev ve sorumluluklarının gerektirdiği ücretin ödendiğini, davacıya çalıştığı dönemde fazla mesai yapması ve izin gününde çalışması yolunda şirket talimatı olmadığını, bu nedenle davacının fazla çalışma, izin, hafta tatili ya da genel tatil alacağının bulunmadığını, davacının 01.01.1993 tarihine kadar dava dışı Cumhuriyet Matbaacılık T.A.Ş. de çalıştığını, o dönem Cumhuriyet Gazetesi’ni yayınlayan bu şirketin iflası üzerine, çalışanların tamamının ve davacının iflas masasından alacaklarını aldığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.

İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:

İlk Derece Mahkemesince, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İstinaf Başvurusu :

İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :

Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Temyiz Başvurusu :

Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.

Gerekçe:

1-Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, taraflar arasındaki sözleşmeye, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre; davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2-Somut uyuşmazlıkta; davacı gazeteci olarak davalıya ait gazete işyerinde çalışırken 04.05.1999 tarihinde verdiği dilekçe ile 01.06.1999 tarihinde emekli olarak emeklilik nedeniyle iş sözleşmesini feshetmiş ve kendisine kıdem tazminatı ödenmiştir. Davacı emeklilik sonrası da çalışmaya devam etmiş iş sözleşmesi 31.12.2015 tarihinde kıdem ve ihbar tazminatı ödenerek davalı tarafından feshedilmiştir.

Mahkemece davacıya emeklilik nedeniyle ödenen kıdem tazminatı avans olarak kabul edilerek, bu ödeme yasal faiziyle birlikte, toplam süreye göre hesaplanan kıdem tazminatından mahsup edilmiştir. Burada davacının emeklilik nedeniyle kendi isteğiyle sona erdirdiği ilk dönem çalışması bakımından, davalı tarafından kıdem tazminatı olarak yapılan ödeme kötüniyetli bir uygulama olarak değerlendirilemez. Başka bir anlatımla emeklilik nedeniyle iş sözleşmesinin sona erdirilmesi halinde ödenen kıdem tazminatının avans olarak değerlendirilmesi ve son fesih tarihine kadar faiz yürütülerek mahsup edilmesi doğru değildir. İlk dönem çalışma için kıdem tazminatı ödenmiş olup, hizmet süresi emeklilik sonrası dönem yönünden belirlenerek kıdem tazminatının ona göre hesaplanıp, 31.12.2015 tarihinde yapılan kıdem tazminatı ödemesi mahsup edilerek sonuca gidilmesi gerekirken, yazılı şekilde 01.01.1993 tarihinden itibaren hesap yapılması hatalıdır.

3-31.12.2015 tarihinde yapılan fesih sonucunda; davalı işverence taksit anlaşmasına uygun olarak kıdem tazminatı ödendiğine göre, taksitli kısmi ödemeye dair faiz alacağı talebinin reddi yerine, kabulü hatalıdır.

4-Dava konusu işyerinde uygulanan toplu iş sözleşmesi 31.12.2000 tarihinde sona erdikten sonra, taraflar arasında 01.01.2001 ve 02.01.2006 tarihli bireysel iş sözleşmeleri imzalanmıştır. Toplu iş sözleşmesinin sona ermesinden sonra yeni bir toplu iş sözleşmesi yapılana kadar, sona eren toplu iş sözleşmesinin hükümleri iş sözleşmesi hükmü olarak devam eder. Tarafların mevcut iş sözleşmesinin aksine yeni bir iş sözleşmesi yapmaları mümkündür. Bu nedenle davacının alacakları yapılan yeni bireysel iş sözleşmesine göre belirlenmeli iken, toplu iş sözleşmesi hükümlerinin art etkisinin devam ettiği düşüncesiyle, toplu iş sözleşmesinden kaynaklı alacakların hesaplanarak hüküm altına alınması hatalıdır.

5-5953 sayılı Basın İş Kanunu’nda, kıdem ve ihbar tazminatlarının giydirilmiş ücrete göre hesaplanacağına dair hüküm bulunmadığından, toplu iş sözleşmesinin art etkisi gerekçesiyle bu alacakların giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanması da isabetsizdir.

6-Davacı gazetecinin kıdem tazminatına uygulanacak faiz konusunda 5953 Sayılı Basın İş Kanununda hüküm bulunmadığından, kıdem tazminatına yasal faiz işletilmesi gerekirken, işletme kredilerine uygulanan en yüksek faiz işletilmesi de usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ:

Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 20/09/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.