Y. 22. HD. 09.10.2019 T., 2016/20162 E., 2019/18554 K
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davalı Temyizi Yönünden;
Miktar ve değeri temyiz kesinlik sınırını aşmayan taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 427. maddesi uyarınca temyiz edilemez. Kesinlik sınırı kamu düzeni ile ilgilidir. Temyiz kesinlik sınırı belirlenirken yalnız dava konusu edilen taşınır malın veya alacağın değeri dikkate alınır. Faiz, icra (inkar) tazminatı, vekalet ücreti ve yargılama giderleri hesaba katılmaz.
Dosya içeriğine göre hüküm altına alınan ve temyize konu edilen miktar, karar tarihi itibari ile 2.080,00 TL kesinlik sınırı kapsamında kaldığından davalı vekilinin temyiz isteminin 6100 sayılı Kanun'un geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 427, 432 maddeleri uyarınca REDDİNE, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine,
Davacı Temyizi Yönünden;
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle, her ne kadar mahkemece, davacının 30.05.2013 tarihli özel sebeplerinden dolayı 04.06.2013 tarihi itibariyle istifa etmek isediğini bildirir istifa dilekçesi imzaladığı, 05.06.2013 tarihli ibranamede işçinin kendisi istifa etmiş olduğundan kıdem ve ihbar tazminatı ödenmediği, davacı vekilince, davacının 30.05.2013 tarihinde imzalamış olduğu istifa belgesinin, senedin geri alınabilmesi için zorla imzalatıldığı iddia edildiği, 818 Sayılı Borçlar Kanunu ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu irade fesadını düzenleyen ilgili maddeleri uyarınca irade fesadı hallerinin 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde ileri sürülmesi gerektiği, davacının istifa dilekçesini imzaladığı tarihin 30.05.2013 olduğu, dava tarihinin ise 11.08.2014 olduğu ve 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, davacının istifa etmek suretiyle iş sözleşmesini sona erdirdiği gerekçesiyle kıdem ve ihbar tazmiantı talebinin reddine karar verilmiş ise de, mahkemenin hak düşürücü süreye ilişkin değerlendirmesinin yerinde olmadığı; ancak dosyada 30.05.2013 tarihli davacının özel sebeplerden dolayı işten ayrılmak istediğini beyan eder istifa dilekçesinin bulunduğu, davacı tarafından bahse konu istifa dilekçesinin, daha öncesinde işverene verilen 25.000,00 TL bedelli senedin geri alınabilmesi için zorla imzalatıldığı iddia edilmiş ise de, bu iddianın tanık beyanları ve dosya kapsamına göre davacı tarafından ispatlanmadığı, sonucu itibariyle doğru olan Mahkeme kararında bu sebeple bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, davacının temyiz itirazlarının reddiyle sonucu itibariyle doğru olan kararın bu değişik gerekçe ile ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlerden davacıya yükletilmesine, 09.10.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.