Yargıtay 1. HD. 2020/1021 E. 2021/1425K
Somut olaya gelince; mirasbırakan adına kayıtlı dava dışı taşınmazların dava tarihindeki değerleri toplamı 155.707.88 TL, çekişme konusu davalıya devredilen taşınmazların dava tarihindeki değerleri toplamı ise; 274.242.8 TL olup,yukarıda değinilen ilkeler ve olgular gözetildiğinde, davalıya yapılan temlikler bakımından makul sınırın aşıldığı, mirasbırakanın çekişmeli taşınmazlardan bir kısmını devrederek bakımını sağlayabilecek iken, adına kayıtlı taşınmazlarından çok değerli olanları devrettiği, bu nedenle temliklerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı olarak yapıldığının kabulü gerekmektedir….Hal böyle olunca, yukarıda değinilen ilke ve olgular gözetilmek sureti ile muris muvazaası iddiası yönünden davanın kabulüne karar verilmesi ve 6100 sayılı HMK'nin 186/1. maddesi hükmü doğrultusunda sözlü yargılama için gün tayin edilerek taraflara meşruhatlı davetiye gönderilmesi, belirlenen günde hazır olan taraf veya taraflara son söz hakkı verilmesi, ondan sonra karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve noksan inceleme ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir...” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, birleştirilen davada muhdesatın aidiyetinin tespiti isteği yönünden verilen red kararı Yargıtayca onanarak kesinleştiğinden bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına, muris muvazaası iddiası yönünden ise asıl ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.