ONLİNE ÖDEME YAPMAK İÇİN TIKLAYIN

Vekilin/Avukatın  ikrarda bulunabilmesi için özel yetkiye ihtiyacı bulunmamaktadır.

Vekilin/Avukatın  ikrarda bulunabilmesi için özel yetkiye ihtiyacı bulunmamaktadır.

Yargıtay 12. HD, 07.03.2012, E. 2011/20950, K. 2012/6811

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :

HMK.nun 188. (HUMK.236) maddesi gereği alacaklı vekili ikrarı ile imhalin doğrulandığının anlaşılmasına, vekilin bir vakayı ikrar edebilmesi için vekaletnamesinde özel bir ikrar yetkisinin bulunmasının gerekmediğine (Prf.Dr.Baki Kuru, İcra İflas Hukuku,1991 Bask.3.cilt sayfa 2624) tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun mahkeme kararının İİK.nun 366. ve HUMK.nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), 18.40 TL onama harcının mahsubuna, bakiye 2,75 TL'nin temyiz edenden alınmasına, 07.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Yargıtay 12. HD, 20.10.2009, E. 2009/18436, K. 2009/19628

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

Alacaklı Mehmet vekili tarafından borçlu M.Selim hakkında, 01.09.2006 vade tarihli 11.000,00.-TL. bedelli bonoya dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine geçilmiş ve adı geçene örnek 10 no'lu ödeme emri gönderilmiştir. Borçlu vekilinin ise yasal süre içerisinde İcra Mahkemesine başvurduğu ve takip dayanağı bononun Profesyonel Futbolcu Sözleşmesinin teminatı olarak verildiğini ileri sürerek takibin iptalini talep ettiği anlaşılmıştır.

Alacaklı vekilleri tarafından Isparta 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2008/47 esas sayılı dosyasına verilen 10.04.2008 tarihli cevap dilekçesinde; müvekkillerinin profesyonel futbolcu olup, Isparta Spor Kulübü ile 2006/2007 Futbol Sezonu için transfer görüşmeleri yaptıklarını ve ileride Profesyonel Futbolcu Sözleşmesi imzalamak üzere sözlü olarak anlaştıklarını, Profesyonel Futbolcu Sözleşmesi Yapma Vaadi Sözleşmesi gereğince kulüp tarafından senedin müvekkiline verildiğini beyan ve kabul ettikleri görülmektedir.

Alacaklı vekilinin bu beyanları davanın kabulü değil HUMK.nun 236. maddesinde düzenlenen ikrar niteliğindedir. Davayı kabul ikrardan farklıdır. ikrarın konusu vakıalardır. Oysa kabul talep sonucuna ilişkindir. İkrar ile bir vakıanın doğru olduğu bildirilir. Davayı kabul ise, davacının dava dilekçesindeki talep sonucuna, yani davacının ileri sürdüğü bütün vakıalardan çıkarmış olduğu sonuca rıza gösterilir. Vekilin bir vakıayı ikrar edebilmesi için vekaletnamesinde özel bir ikrar (veya kabul) yetkisinin bulunmasına gerek yoktur. (Prof. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku, 1991 Baskı, 3. Cilt, sayfa 2624).

Bu durumda, takip dayanağı bononun Profesyonel Futbolcu Sözleşmesi Yapma Vaadi Sözleşmesi gereğince verildiği alacaklı vekilinin kabul beyanı ile sabit olduğuna göre senet TTK.nun 688/2. maddesinde öngörülen kayıtsız ve şartsız bir bedeli ödemek vaadini taşımadığından alacağın tahsili yargılamayı gerektirir.

O halde mahkemece şikayetin kabulü ile İİK.nun 170/a maddesi uyarınca takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin reddi isabetsizdir.

SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.nun 366. ve HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 20.10.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Yargıtay 12. HD, 21.03.2006, E. 2006/2968, 2006/5718

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :

Sair temyiz itirazları yerine değil ise de;

Alacaklı .vekili tarafından borçlu ....... hakkında, Yalova Asliye Hukuk Mahkemesinin 15.06.1999 tarihli ilamına dayalı icra takibine geçilmiş ve adı geçene örnek 53 nolu icra emri gönderilmiştir. Borçlu vekilinin İİK.nun 33/1.maddesinde öngörülen yasal süre içerisinde İcra Mahkemesine başvurduğu ve takipten önce dosya borcunun ödendiğini ileri sürerek takibin iptalini talep ettiği görülmektedir.

Alacaklı vekilinin 05.12.2005 tarihli duruşmada dava dilekçesinde sözü edilen ödemelerle ilgili olarak yaptığı açıklamada ilama konu alacak nedeniyle verilen 5.000.000.000.TL.lik çek bedelinin ödendiğini beyan ederek bu miktar ödemeyi kabul ettiği ve yine alacaklı vekili tarafından İcra Mahkemesine verilen 06.12.2005 tarihli dilekçede de; anılan çeke karşılık olarak 14.08.2000 tarihinde 7.000.000.000.TL. ödeme yapıldığının ikrar edildiği anlaşılmaktadır. Alacaklı vekilinin bu beyanları davanın kabulü değil HUMK.nun 236.maddesinde düzenlenen ikrar niteliğindedir. Davayı kabul ikrardan farklıdır. İkrarın konusu vakıalardır. Oysa kabul talep sonucuna ilişkindir. İkrar ile bir vakıanın doğru olduğu bildirilir. Davayı kabul ise, davacının dava dilekçesindeki talep sonucuna, yani davacının ileri sürdüğü bütün vakıalardan çıkarmış olduğu sonuca rıza gösterilir. Vekilin bir vakıayı ikrar edebilmesi için, vekaletnamesinde özel bir ikrar (veya kabul) yetkisinin bulunmasına gerek yoktur.(...., İcra ve İflas Hukuku 1991 Baskı, 3.Cilt, sayfa 2624)

İİK.nun 33/1.maddesi uyarınca "icra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imha iddiası yetkili merciilerce resen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır. " Bu durumda borçlunun ödeme iddiasına dayanak yaptığı 30.04.1999 keşide tarihli ve 5.000.000.000.TL. bedelli çek  karşılığında 14.08.2000 tarihinde 7.000.000.000.TL. ödeme yapıldığı alacaklı vekilince ikrar edilmiş olduğuna ve vekilin bu ikrarı geçerli olduğuna göre borçlunun bu miktar yönünden itfa itirazını İİK.nun 33/1.maddesinde sayılan mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle ispatladığının kabulü gerekir. O halde, Mahkemece ikrar olunan miktar yönünden borçlunun ödeme itirazının kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin tümden reddi isabetsizdir.   

SONUÇ :Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 21.03.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.