ONLİNE ÖDEME YAPMAK İÇİN TIKLAYIN

Örgüt Mensubu Suçlu Hakkında Koşullu Salıverilme Ve İnfaz

YARGITAY
9. Ceza Dairesi 2011/12507 E.N , 2012/1273 K.N.

İlgili Kavramlar

ÖRGÜT MENSUBU SUÇLU HAKKINDA KOŞULLU
SALIVERİLME VE İNFAZ
SUÇ İŞLEMEK AMACIYLA KURULAN ÖRGÜTE ÜYE OLMA

Özet
5237 SAYILI YASA'NIN 589. MADDESİNDE YER ALAN HUSUSLAR, ÖRGÜT MENSUBU OLMA SUÇUNDAN MAHKUMİYETİN KANUNİ SONUCU OLARAK UYGULANAN İNFAZA İLİŞKİN BİR DÜZENLEME OLUP KAZANILMIŞ HAKKA KONU EDİLEMEZ. 01.06.2005 TARİHİNDEN SONRA, SUÇ İŞLEMEK AMACIYLA KURULMUŞ BİR ÖRGÜTÜN ÜYESİ OLMA SUÇUNU İŞLEYEN HÜKÜMLÜLER HAKKINDA, 5275 SAYILI YASA'NIN 1074. MADDESİNDE GÖSTERİLEN KOŞULLU SALIVERİLME SÜRESİ VE İNFAZ REJİMİ UYGULANMALIDIR.

4422 SAYILI YASA DÖNEMİNDE İŞLENEN SUÇA İLİŞKİN OLARAK LEHE OLAN İNFAZ KANUNUNUN BELİRLENMESİNDE; 3713 SAYILI KANUN'UN 5532 SAYILI KANUN İLE DEĞİŞTİRİLMEDEN ÖNCEKİ 171. MADDESİ HÜKÜMLERİ İLE SONRADAN YÜRÜRLÜĞE GİREN 5275 SAYILI KANUN'UN 1074. MADDESİ HÜKÜMLERİ ARASINDA LEHE KANUN DEĞERLENDİRMESİ YAPILDIĞINDA HER İKİ DURUMDA DA KOŞULLU SALIVERİLME İÇİN CEZAEVİNDE İYİ HALLİ OLARAK GEÇİRİLMESİ GEREKEN SÜRE HÜKMEDİLEN SÜRELİ HAPİS CEZASININ DÖRTTE ÜÇÜ OLMAKTADIR. BU DURUM İSE DEĞERLENDİRMEYE KONU EDİLEN HER İKİ KANUN HÜKMÜNÜN AYNI SONUCU VERDİĞİNİ GÖSTERMEKTEDİR.


İçtihat Metni

Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma suçundan hükümlü Nazım'ın 1 yıl 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına dair (Ankara Onbirinci Ağır Ceza Mahkemesi)'nin 22.10.2005 tarihli ve 2004145 esas 2005388 sayılı kararının infazı esnasında, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 1074 ve 1081. maddelerine göre infaz edilecek cezadan 14 üzerinden indirim yapılmasına ilişkin (Ankara Onbirinci Ağır Ceza Mahkemesi)'nin 30.06.2010 tarihli ve 2010668 değişik iş sayılı kararı ile ilgili olarak;

5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 1074. maddesinde yer alan "Suç işlemek için örgüt kurmak veya yönetmek ya da örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçtan dolayı mahkumiyet halinde; ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum edilmiş olanlar otuzaltı yılını, müebbet hapis cezasına mahkum edilmiş olanlar otuz yılını, süreli hapis cezasına mahkum edilmiş olanlar cezalarının dörtte üçünü infaz kurumunda çektikleri takdirde, koşullu salıverilmeden yararlanabilirler." şeklindeki düzenleme örgüt üyesi olmak suçundan mahkum olmayı kapsamadığı halde, hükümlü hakkında cezasının 14'ünün indirilmesi suretiyle şartla tahliyenin uygulanmasına karar verilemeyeceği gözetilerek itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı'nın 08.06.2011 tarih ve 2011 751132699 sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 28.06.2011 tarih ve 2011233630 sayılı tebliğnamesi ile Daireye ihbar ve dava evrakı tevdi kılınmakla;

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:

Suç işlemek amacıyla kurulmuş bir örgütün üyesi olma suçundan verilen cezanın infazının ne şekilde yapılacağı hususu ile ilgili olarak;

1) 5237 sayılı TCK'nın yürürlüğe girdiği 01.06.2005 tarihinden sonrasında işlenen suçlar bakımından:

5237 sayılı TCK'nın 589. maddesinin, örgüt mensubu suçlu hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına hükmedileceği hükmünü içerdiği, anılan hükmün örgüt mensubu olma kanuni sonucundan mahkumiyetin kanuni sonucu olarak uygulanan infaza ilişkin bir düzenleme olduğu ve kazanılmış hakka konu edilemeyeceği, aynı Kanun'un "Tanımlar" başlıklı 61-j maddesine göre örgüt mensubu suçlu deyiminden; bir suç örgütünü kuran, yöneten, örgüte katılan veya örgüt adına diğerleriyle birlikte veya tek başına suç işleyen kişinin anlaşılacağı, buna göre 5237 sayılı TCK'nın 220. maddesi kapsamındaki suç işlemek amacıyla kurulmuş bir örgütün üyesi olanlar hakkında 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 1074. maddesinde gösterilen koşullu salıverilme süresi ve aynı maddede düzenlenen infaz rejiminin uygulanacağı,

2) Dava konusu olayda olduğu gibi 01.08.1999 ile 01.06.2005 tarihleri arasında yürürlükte bulunan 4422 sayılı Çıkar Amaçlı Suç Örgütleriyle Mücadele Kanunu döneminde işlenen suçlar bakımından:

5237 sayılı TCK'nın 72. maddesine göre suçun işlendiği zamanda yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanun hükümlerinin farklı olması halinde hükümlünün lehine olan kanunun uygulanacağı ve infaz olunacağı, aynı maddenin 3. fıkrasına göre infaz rejimine ilişkin hükümlerin derhal uygulanacağı fakat koşullu salıverilmenin, infaz rejimine ilişkin hükümlerin derhal uygulanmasının istisnaları arasında sayıldığı dikkate alın-dığında; koşullu salıverme ile ilgili olarak da lehe infaz kanununun tespit edilmesi gerektiği; suç tarihinde yürürlükte bulunan 4422 sayılı Çıkar Amaçlı Suç Örgütleriyle Mücadele Kanunu'nun 13. maddesinde bu kanun kapsamına giren suçlardan mahkum olanlar hakkında Terörle Mücadele Kanunu'nun 17. maddesi hükümlerinin uygulanacağı atfının bulunduğu, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 18.07.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5532 sayılı Kanun ile değiştirilmeden önceki lehe olan 171. maddesine göre 647 sayılı Kanun'un 19. maddesinin bir ve ikinci fıkraları ile ek 2. maddesi hükümlerinin uygulanmayacağı ve koşullu salıverilme için hükümlülük süresinin dörtte üçünün iyi halli olarak çekilmesi gerektiği, bu durumda 3713 sayılı Kanun'un 5532 sayılı Kanun ile değiştirilmeden önceki 171. maddesi hükümleri ile sonradan yürürlüğe giren ve yukarıdaki 1. bölümde uygulaması açıklanan 5275 sayılı Kanun'un 1074. maddesi hükümleri arasında yapılacak lehe kanun değerlendirmesinde, her iki durumda da koşullu salıverilme için cezaevinde iyi halli olarak geçirilmesi gereken sürenin hükmedilen süreli hapis cezasının dörtte üçü olacağı, bu durumda ise değerlendirmeye konu edilen her iki kanun hükmünün aynı sonucu vermesi ve 5275 sayılı Kanun'un 107. maddesinde öngörülen denetim süresinin infaz rejimine ilişkin olup TCK'nın 73. maddesine göre derhal uygulanması gerektiği sonucuna varıldığından;

Örgüt mensubu suçlunun cezasının infazına ilişkin olarak verilen Ankara Onbirinci Ağır Ceza Mahkemesi'nin 30.06.2010 tarihli ve 2010668 Değişik iş sayılı kararı ile anılan karara yönelik itirazın reddine dair Ankara Onikinci Ağır Ceza Mahkemesi'nin 26.01.2011 tarihli ve 201149 Değişik iş sayılı kararında bir isabetsizlik bulunmadığından ve kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran bu gerekçelerle yerinde görülmediğinden REDDİNE, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na TEVDİİNE, 02.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.