İsticvabına karar verilen kimse bizzat isticvap olunur (HMK m.173/1). Hâkim, isticvaba başlamadan önce isticvap olunan tarafa gerçeği söylemesi gerektiği hususunu hatırlatır (HMK m.173/2). Burada taraflara doğruyu söyleme ve dürüst davranma yükümlülükleri hatırlatılır. Ancak doğruyu söyleme ve dürüst davranma yükümlülükleri hakkında yemin verdirilmez.
“Dava konusu taşınmaz 5.11.1991 tarihinde M, E ve K’ya cetlerinden intikalen ve temlikler sonucunda kayıt malikleri davacılar, davalılar ve dava dışı L mirasçıları adına tespit edilmiş, tutanağın itirazsız olarak kesinleşmesi üzerine 21.06.1992 tarihinde tapuya tescil edilmiştir. Davacılar dilekçelerinde tapudaki paylarının gerçekte olduğundan az gösterildiğini bildirmiş ve payların düzeltilmesini istemişlerse de, davalılar üzerindeki payların hangi oranda iptali ile adlarına tesciline karar verilmesini açıkça bildirmemişlerdir. Bu halde mahkemece yapılacak iş; HUMK’nun 75, 213 ve 230. (HMK25,31,169,173.) maddeleri gereğince davacılar vekilinin isticvap olunarak dava dilekçesinin açıklatılarak, davalılar üzerindeki payların hangi nedenle ve ne oranda iptali ile davacılar adına tescilini talep ettiklerinin sorulması, fazlalık veya eksiklik payların neden, nasıl ve nereden kaynaklandıklarının terekenin paylaşımından kaynaklanıp kaynaklanmadığının sebep ve sonuçlan ile birlikte aynı biçimde belirlenmesi, alınacak beyanının HMK 154 (HUMK 151/3) maddesi gereğince imzasıyla onaylattırılması, ondan sonra toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle hüküm kurulmuş bulunması usul ve yasaya aykırıdır.” 8.HD., 29.12.2011 T.,7378/7872