ONLİNE ÖDEME YAPMAK İÇİN TIKLAYIN

Yargıtay’a göre, ruhsatsız veya ruhsata aykırı bina kişinin kendi arsasına yapılmış ise yani kamuya veya 3. kişiye ait değilse bu durumda kamunun veya üçüncü bir kişinin uğradığı somut bir zarar söz konusu olmamaktadır.

5271 Sayılı CMK.nın 231/6-c bendinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının koşullarından biri olan "suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi"nin, mağdur ya da kamuya verilen maddi, ölçülebilir somut zararın sanık tarafından giderilmesidir. 5237 Sayılı TCK.nın 184. maddesinde düzenlenen imar kirliliğine neden olma suçunda, aynı maddenin beşinci fıkrasına göre failin, ruhsatsız ya da ruhsata aykırı olarak yaptığı veya yaptırdığı binayı imar planına ve ruhsatına uygun hale getirmesi halinde açılmış olan kamu davasının düşeceği, hükmolunan ceza bütün sonuçlarıyla ortadan kalkacağından hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi mümkün olmayacaktır. TCK.nın 184. maddesinde tanımlanan suçun işlenmesi ile kamuya doğrudan maddi bir zarar verilmiş olmadığından, CMK.nın 231. maddesinin uygulanması ya da uygulanmamasında, 6.fıkrada gösterilen objektif ve sübjektif şartların bulunup bulunmadığı değerlendirilmeli, zararın giderilmesi gerektiği şeklindeki şart bu suçta gözetilmemelidir. Yargılamaya konu somut olayda; daha önce eski hükümlülük kararı bulunmayan ve geçmişteki durumu, suç işleme konusundaki eğilimine göre cezası ertelenen sanık hakkında "Sanığın suçun işlenmesiyle kamunun zararını karşılanmadığı" şeklindeki yasal olmayan gerekçelerle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi, ...” (Yargıtay 4. Ceza Dairesi’nin 23.05.2011 tarih E. 2011/6609 K. 2011/6757 no’lu karar)

“...İncelenen dosyada, mahkemece sanık hakkında hükmolunan 10 ay hapis cezasına ilişkin mahkumiyet hükmünün, CYY'nin 231/9. maddesi hükmü uyarınca yerine getirilmesi olanaksız bir koşula bağlanarak açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği görülmektedir. Anılan hüküm ancak; sanığın işlediği suç nedeniyle mağdur veya kamuya verdiği ve parayla ifade edilebilen maddi zararın ödenmesini gerektiren somut olaylarda uygulanabilir. Mahkemenin kabulünde belirttiği üzere ruhsata veya imar planına aykırı olarak yapılan binanın imar kirliliğine yol açması tek başına kamusal maddi zarar olarak değerlendirilemez. Bu suç nedeniyle kamunun uğradığı somut maddi zararın belirlenmesi gerekir. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre mahkemece saptanmış ve ödenmesi gereken bu nitelikte bir maddi zarar bulunmamaktadır. 5237 sayılı TCY'nin 184/5. maddesi ise binanın imar planına ve ruhsatına uygun hale getirilmesi koşuluna bağlı özel bir etkin pişmanlık hükmü olarak düzenlenmiştir. TCY'nin 184/5. maddesinde yer alan etkin pişmanlık ve CYY'nin 231. maddesindeki hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulama olanağının, birbirinden bağımsız olarak ele alınıp değerlendirilmesi gerekmektedir. Biri diğerinin ön koşulu sayılamayacağı gibi uygulanmasına engel de oluşturmamaktadır. Mahkemenin, 5237 sayılı TCY'nin 184/5. maddesindeki özel etkin pişmanlık hükmünü dikkate alan gerekçeyle iki ayrı kurumun uygulama koşullarını birleştirerek verdiği hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın, hukuka uygun olmadığı anlaşılmaktadır. ...” (Yargıtay 4. Ceza Dairesi’nin 13.07.2011 tarih ve E. 2011 / 14615 K. 2011 / 12573 no’lu kararı)