ONLİNE ÖDEME YAPMAK İÇİN TIKLAYIN

Yargıtay, mevzuat uyarınca belgenin ibraz edildiği kişi veya kurum tarafından bu belgenin doğruluğuna ilişkin araştırma yapma yükümlülüğünün bulunması durumunda bu yönde araştırma yapılmamış olmasını bozma nedeni olarak kabul etmektedir.

“Sanığın suça konu Rusya Fedarasyonuna ait sürücü belgesini ülkemiz sürücü belgesi ile tebdil ettirmek amacıyla Soma İlçe Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil ve Denetleme Büro Amirliğine vermek suretiyle resmi belgede sahtecilik suçunu işlediğinin iddia ve kabul olunduğu somut olayda; Moskova Büyükelçiliği ile Manisa İl Emniyet Müdürlüğü arasında yapılan yazışmalar neticesinde suça konu sürücü belgesinin sahte olduğunun belirlenmiş olması karşısında öncelikle Emniyet Müdürlüğünce yaptırılan doğruluk teyidinin emniyet tarafından mutad araştırma yükümlülüğü olup olmadığının araştırılması, mutad olduğunun tespiti halinde yapılan araştırma sonunda belgenin sahteliğinin ortaya çıkacak olması sebebiyle hukuki sonuç doğurmayacağından atılı suçun unsurları itibariyle oluşmayacağının gözetilmesi, mutad araştırma yükümlülüğü olmadığının tespiti halinde ise; öncelikle suça konu belgeye muadil Rusya Fedarasyonuna ait sürücü belgesinin orijinal örnekleri temin edilerek söz konusu belgenin iğfal kabiliyetine haiz olup olmadığı konusunda mahkeme tarafından belgeler üzerinde karşılaştırmalı olarak gözlem yapılıp özelliklerinin duruşma zaptına geçirilmesi, belgenin iğfal kabiliyetine haiz olup olmadığının gerekçeli kararda tartışılması ve bunların sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde mâhkumiyet hükmü kurulmuş olması…”

Yargıtay 11. Ceza Dairesi, 25.06.2020 tarih, 2018/2634 E., 2020/3516 K.; “Sanığın vize almak amacıyla Alman Başkonsolosluğu'na başvurduğu sırada suça konu vergi mükellefi belgesi, oda sicil kayıt sureti ve Alman Task şirketine ait davetiye mektubunu ibraz ettiği, konsolosluk tarafından oda sicil kayıt suretinin K. Sanayi Odası'na teyit amaçlı sorulduğunda sahte olduğunun anlaşıldığı, daha sonra yapılan yazışmalar sonucunda diğer belgelerin de sahte olduğunun tespit edildiği olayda; sanığın, yurtdışına çıkmak için A. A. isimli kişiyle anlaştığını, belgeleri onun hazırladığını, ücretini ödediğini, belgelerin sahte olduğunu bilmediğini savunması karşısında; suçun unsurlarının ve sanıktan sorularak tespiti halinde CMK’nin 48. maddesi hatırlatılmak suretiyle tanık olarak beyanının alınması; sözkonusu konsolosluğa bu tür belgelerin ilgili mevzuat veya mutad uygulama gereği doğruluğunun araştırılıp araştırılmadığı sorulduktan sonra, araştırma zorunluluğu bulunduğunun tespiti halinde suça konu belgelerin hukuki sonuç doğurmayacağı ve bu anlamda aldatma niteliğinin bulunmayacağı; mutad araştırma yükümlülüğü olmadığının tespiti halinde ise, belgelerde sahtecilik suçlarında aldatıcılık niteliğinin bulunup bulunmadığının takdirinin hâkime ait olduğu cihetle; suça konu belge asılları celp edilip incelenmek suretiyle, özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması, aldatıcılık niteliğinin ne şekilde gerçekleştiğinin gerekçeli kararda tartışılması ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden eksik araştırma ve inceleme sonucu hüküm kurulması, yasaya aykırı…” Yargıtay 11. Ceza Dairesi, 12.03.2020 tarih, 2018/368 E., 2020/2445 K.; “Sanığın farklı icra müdürlüklerinden Bala Tapu Sicil Müdürlüğüne hitaben yazılmış haciz terkinine dair 7 adet yazı ibraz etmek suretiyle üzerine atılı resmi belgede sahtecilik suçunu işlediğinin iddia ve kabul olunduğu somut olayda: beyanına başvurulan Bala Tapu Sicil Müdürlüğünde müdür olarak görev yapan Levent TEKİN’in ve “Genel uygulama olarak icra dairelerinden bize gelen yazılar ile ilgili özellikle terkin işlemlerinde ilgili icra dairesini arayarak yazının teyidini alırız” beyanı karşısında; öncelikle Bala Tapu Sicil Müdürlüğünce yaptırılan doğruluk teyidinin tapu müdürlükleri tarafından mutad araştırma yükümlülüğü olup olmadığının sorulması, mutad olduğunun tespiti halinde yapılan teyit sonunda belgelerin sahteliğinin ortaya çıkacak olması sebebiyle sahteciliğin hukuki sonuç doğurmayacağı ve atılı suçun unsurları itibariyle oluşmayacağının gözetilmesi…” Yargıtay 11. Ceza Dairesi, 11.06.2020 tarih, 2017/12200 E., 2020/2976 K.