5237 sayılı TCK m. 168’e göre failin etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanabilmesi için malın iadesi veya zararın tazmininin fail tarafından bizzat giderilmiş olması zorunlu değildir. Failin, azmettirenin veya yardım edenin rızası doğrultusunda akraba, arkadaş gibi üçüncü kişilerce malın iadesinin veya zararın tazmininin gerçekleştirilmesi durumunda da etkin pişmanlık hükümleri uygulama alanı bulur.
“… etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi için mağdurun uğradığı zararın aynen geri verme veya tazmin suretiyle giderilmesi şartı yerine getirilirken duyulan pişmanlığın mutlaka sözle ifade edilmesi zorunluluğu bulunmayıp davranışlar yoluyla da gösterilebileceği; yine sanığın en azından pişmanlığını ya da iade ve tazmine rıza gösterdiğini ortaya koyacak söz veya davranışlarda bulunması, karşı duruş sergilememesi koşuluyla, suç nedeniyle meydana gelen zararın, sanık adına, üçüncü kişilerce giderilmesi hâlinde de sanık hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması olayın özelliklerine göre mümkün olabilecektir”, (YCGK, 17.10.2019, E. 2016/6-1282, K. 2019/612 )