ONLİNE ÖDEME YAPMAK İÇİN TIKLAYIN

Yargıtay yine bir kararında boşanma davasına konu hadiselerin üzerinden uzunca bir süre geçtiğini bu süreçte evliliğin devam ettiğini belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 17.11.2015 tarih, 20015/7514 Esas, 2015/21598 Karar tarihli karar, “…TMK’nun 166/1-2. maddesi uyarınca; boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Oysa mahkemenin davalıya kusur olarak yüklediği kumar ve alkol alışkanlığına dair tanık anlatımlarının aktarıma dayalı olduğu, davalının kendi el yazısıyla yazdığı taahhütname tarzı alkolü ve kumarı bırakacağına dair yazının ise 1984 yılında kaleme alındığı, diğer taraftan davalıya yüklenen güven sarsıcı davranışın ise 6-7 sene önce yaşandığı, bu olaydan sonra da evlilik birliğinin dava tarihinden 3 yıl öncesine kadar devam ettiği, kadına yüklenen kusurlar yönünden ise davalının açıkça bu vakıalara dayanmadığı anlaşılmaktadır. Şu hale göre taraflara atfedilecek bir kusur yoktur. Zira dinlenen davacı ve davalı tanıklarının sözlerinin bir kısmı TMK’nun 166/1 maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmı ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibarettir. Bu itibarla davanın reddi gerekirken, delillerin takdirinde hataya düşülerek yetersiz gerekçe ile boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.”