ONLİNE ÖDEME YAPMAK İÇİN TIKLAYIN

Yargıtay pek çok kararında şiddet eyleminin süreklilik göstermesi halinde eziyet ve işkence niteliği taşıdığını kabul etmektedir.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 28.03.2018 tarih, 2016/13788 Esas, 2018/4030 Karar tarihli karar, “…Yapılan yargılama ve toplanan delilllerden, davalı erkeğin eşine sürekli fiziksel şiddet uyguladığı, en son olayda da davacı kadını bıçak doğrultarak "Seni keserim” diye tehdit ettiği ve üzerine yürüyerek yumrukları ile darp ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, TMK’nun 162. maddesinde düzenlenen koşullar gerçekleşmiştir. O halde, pek kötü davranış sebebiyle boşanmaya karar verilmesi gerekirken, mahkemece TMK 166/2. maddesine göre boşanmaya karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir…”

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 13.09.2018 tarih, 2016/22448 Esas, 2018/9215 Karar tarihli karar, “…yapılan yargılama ve toplanan delillerden davacı-davalı erkeğin eşine yönelik fiziksel şiddet eylemlerinin süreklilik arzettiği ve pek kötü davranış niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Bu hale göre tarafların mahkemece belirlenen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışları da birlikte değerlendirildiğinde ......ya sebebiyet veren olaylarda davacı-davalı erkeğin ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekmektedir…”

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 19.06.2019 tarih, 2019/3272 Esas, 2019/7396 Karar tarihli karar, “…davalı erkeğin eşine sürekli fiziksel şiddet uyguladığı anlaşılmaktadır. Davalının eşine yönelik bu eylemleri pek kötü muamele ve onur kırıcı davranış niteliğindedir…” 

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 04.02.2016 tarih, 2015/25728 Esas , 2016/1849 Karar sayılı karar, “…davalı-karşı davacı erkeğin eşine sürekli fiziksel şiddet uyguladığı, en son olayda da davacı karşı-davalı kadını basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek şekilde ve 2. dereceden kemik kırığına neden olacak şekilde yaraladığı ve bundan dolayı mahkum olduğu, ceza dosyasının da Yargıtay incelemesinde olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, TMK'nun 162. maddesinde düzenlenen koşullar gerçekleşmiştir. O halde pek kötü davranış sebebiyle boşanmaya karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde reddi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir…”