ONLİNE ÖDEME YAPMAK İÇİN TIKLAYIN

EDİNİLMİŞ MAL-TAKAS-MAHSUP-KARŞI DAVA HARCI ALINMAZ-DAVA AÇILMASINA GEREK YOK

Yargıtay, eşlerden birinin açmış olduğu mal rejiminin tasfiyesi davasında TMK m. 236/I hükmünde yer alan takas işleminin uygulanabilmesi için, davalı eşin takas ve mahsup talebinde bulunmasını aramaktadır. Böylece TMK m. 236/I gereği yapılan takas, Yargıtay tarafından karşı dava ya da ayrı dava açmaksızın harçsız dava açılamaz kuralının istisnası olarak kabul edilmektedir.

“…Talep olmadan ve davacı üzerinde ya da nezdinde hangi mal/malların veya bu tür alacağın bulunduğu bilinmeden Mahkemece, kendiliğinden takas ve mahsup işlemini yapması güçtür ve pek olanaklı görülmemektedir…” Yarg. 8. HD. 2014/19863 E., 2014/20358 K., 16.11.2014 T.; Yarg. 8. HD. 2013/18697 E., 2014/151 K.

“…Diğer yandan mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak taleplerine yönelik davalarda Daire tarafından “…takas ve mahsup yapılmış ise de; böyle bir isteğin değerlendirmeye alınması için öncelikle talepte bulunulmuş olması, talepte bulunan kişinin de yöntemine uygun bir biçimde harcı yatırılmak suretiyle açmış olduğu bir davasının ve bu isteğe bağlı olarak belirlenmiş ve kanıtlanmış bir alacağının bulunması gerekir.” şeklinde uygulama kabul edilmekteydi… Fakat Daire, doktrinde ileri sürülen görüşler ile savunmalarda yer alan beyanları gözeterek bu görüşünden bu kararla dönmüştür. Ancak mal rejimi davalarının niteliği, eşler arasındaki uyuşmazlıkların en seri ve en az masrafla usul ve yasaya uygun şekilde çözülmesi gerekliliği, aynı tarafların birbirleriyle sürekli davacı davalı durumunda bulunmalarının her iki tarafın geleceği ve aile yaşantıları açısından doğuracağı sakıncalar da tümü ile gözetildiğinde eşlerden birinin açtığı mal rejiminden kaynaklanan alacağa ilişkin davada, davalı durumundaki diğer eşin takas mahsup talebinde bulunması, bu talep tarihinde kesinleşmiş ve belirlenmiş bir alacağının olmaması halinde de isteğinin usul ve yasaya uygun bir talep olarak kabul edilip yargılamaya bu şekilde devam edilmesinin doğru olacağı, diğer bir deyişle davada tam (çifte) tasfiyenin yani külli tasfiyenin dikkate alınması gerektiği kararlaştırılmıştır. Külli (tam) tasfiyenin ve takasın yapılabilmesi için en azından bu konuda davalı tarafından davacıdan ne istediğinin savunma olarak getirilmesi gerektiği ayrıca kesinleşmiş ve belirlenmiş hak edilmiş bir alacağın olmasına gerek bulunmadığı kabul edilmiştir. Hiç şüphesiz bu belirlenmiş kesinleşmiş ve böylece hak edilmiş bir alacağın takas edilmeyeceği anlamına gelmez. Talep olmadan ve davacı üzerinde ya da nezdinde hangi mal/malların veya bu tür bir alacağın bulunduğu bilinmeden Mahkemece, kendiliğinden takas ve mahsup işlemini yapması güçtür ve pek olanaklı görülmemektedir. Fakat külli tasfiyenin söz konusu olduğu durumlarda takas ve mahsubun Mahkemece değerlendirilmesi ve bu konudaki görüşünün ortaya konulması zorunludur (TMK. m. 236/1 son cümle). TMK'nun 236/1- son cümlesine göre takas def'i emir niteliğinde olup, istekle bağlılık ilkesi ile harçsız dava açılamaz kuralına takılmadan isteğin (takas defi'nin) değerlendirilmesi görüşü Dairece benimsenmiştir… ” Yarg. 8. HD. 2013/11000 E., 2013/14461 K.