“Dava; TMK'nın 532. maddesi gereğince, sulh hakimi tarafından vasiyetname düzenlenmesi isteğine ilişkin bir davadır. 4721 sayılı TMK'nın "resmi vasiyetname" başlıklı 532. maddesinde: "resmi vasiyetname, iki tanığın katılmasıyla resmi memur tarafından düzenlenir. Resmi memur; sulh hâkimi, noter veya kanunla kendisine bu yetki verilmiş diğer bir görevli olabilir." Hükmü düzenlenmiştir. Davacı taraf; "oğlunun, kendisine karşı suç teşkil eden eylemleri bulunduğunu, bu nedenle oğlunu mirasından çıkarmak (ıskat etmek) ve bu iradesini açıklayan bir resmi vasiyetname düzenlettirmek istediğini" ifade etmektedir. TMK'nın 532. maddesi hükmünde açıkça görüldüğü üzere; resmi vasiyetname düzenlettirmek konusunda istek sahibinin; notere, bu konuda yetki verilmiş başka bir görevliye ya da sulh hâkimine gitme yönünde seçimlik bir hakkı bulunmaktadır. Burada sulh hâkimi, yasadaki resmi vasiyetnameyi düzenleyecek olan resmi memur statüsündedir. Yapacağı iş ise; istek sahibi davacıya iki tanık huzurunda, vasiyetname içeriğini oluşturacak iradesini açıklatmak ve bu iradeyi resmi vasiyetname olarak düzenlemekten ibarettir. Buna göre; eldeki dava, aynı zamanda, 6100 sayılı HMK'nın 382/2-c/1 maddesinde hüküm altına alınan ve aynı yasanın 383. maddesi gereğince sulh hukuk mahkemelerinin görev alanında bulunan bir çekişmesiz yargı işidir. Burada, sulh hâkimince düzenlenecek resmi vasiyetname, aynı; "vasiyetname açılması, mirasçılık belgesi düzenlenmesi" gibi çekişmesiz yargı işlerinden olup kesin hüküm teşkil etmeyecek ve aksi sabit oluncaya kadar geçerli ve vasiyetçinin ölümünden sonra yasal süre içerisinde iptal davasına konu olabilecek nitelikte bir belgedir. Dolayısıyla; her ne kadar "mirastan çıkarma" isteğini içerecek bir vasiyetname söz konusu ise de, sulh hâkiminin mirastan çıkarma sebeplerinin olup olmadığını sorgulaması ya da bu konuda yargılama yapması söz konusu değildir. Hâkim, kendisine aktarılan vasiyet isteğine ilişkin belgeyi düzenlemekle yetinecektir. Bu nedenle, ortada herhangi bir çekişmeli yargı işi ya da yargılamayı gerektiren bir uyuşmazlık henüz mevcut değildir. Bu nedenlerle; TMK'nın 532. maddesi ile HMK'nın 382/2-c/1 ve 383. maddeleri gereğince, eldeki çekişmesiz yargı işinin sulh hukuk mahkemesinde sonuçlandırılması gerekmektedir.” Sakarya BAM 4.HD. 16.07.2020 tarih ve 2020/809 E. - 2020/766 K.
