ONLİNE ÖDEME YAPMAK İÇİN TIKLAYIN

“Tapu iptal ve tescil", kabul edilmezse "tazminat" şeklinde kademeli (terditli) açılan davada mahkeme, tapu iptal talebini reddedip tazminata hükmetmişse; bu karar, "taşınmazın aynına ilişkin" bir karar sayılır ve kesinleşmeden icra edilemez.

Yarg. 12.HD 2024/6216 E. 2025/29 K

 

İlamlı icra takibinde borçlunun icra mahkemesine başvurusunda; takibe dayanak ilamın taşınmazın aynına ilişkin olduğunu, kesinleşmeden infaz edilemeyeceğini ileri sürerek takibin iptalini talep ettiği, mahkemece dosya üzerinden yapılan değerlendirme sonrasında, takip dayanağı ilamda alacaklı lehine parasal edime hükmedilmiş ise de, taşınmazlara ilişkin olarak tapu iptal ve tescil işleminin mahkemece tartışılarak reddedildiğinden ve bu konudaki tartışma taşınmaz mallara ilişkin ayni haklara ilişkin olduğundan, mevcut ilamın kesinleşmedikçe icra edilmesi mümkün olmaması nedeniyle şikayetin kabulüne karar verildiği, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı alacaklı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince; şikayete konu dosyada alacaklı tarafından terditli olarak açılan davada ihtiyati haciz kararı verildiği ve ihtiyati haciz kararının infaz edildiği, davanın karara bağlanması ve kararın tebliğinden önce ilam sunularak icra emri gönderilmesi talebinde bulunulmuş olmakla, İİK'nın 264/3. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren bir ay içerisinde alacaklının ihtiyati haczin hükümsüz hale gelmemesi için takipte bulunmaya mecbur olması nedeni ile ve alacaklı tarafından yasaya uygun olarak takip başlatılmış olmakla takibin iptaline karar verilmesinin yerinde olmadığı gerekçesiyle istinaf isteminin kabulüne, İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verildiği, iş bu kararın borçlu tarafından temyiz edildiği anlaşılmıştır.

6100 sayılı HMK'nın 367/2. maddesi gereğince gayrimenkule ve buna ilişkin ayni haklara dair hükümler kesinleşmedikçe icra edilemez. İlam bir bütün olup, ilamda yer alan eklentiler de aynı kurala tâbidir. İlamda yer alan tüm alacak kalemlerinin ilamın kesinleştiği tarihte muaccel hale geleceği belirgin olmakla, ilam kesinleşmeden, eklentilerin ayrıca takibe konu edilmeleri de söz konusu olamayacaktır. Bu kalemlerin kesinleşmesi ve infazı, ancak bir bütün olarak ilamın kesinleşmiş olmasına bağlıdır. Dolayısıyla, ilamın esasına ilişkin hüküm kesinleşmeden, vekalet ücreti ve yargılama giderlerine ilişkin hüküm bölümü de infaz ve icra takibine konu edilemez(HGK'nın

Somut olayda; takibe dayanak İstanbul 25. Asliye Hukuk Mahkemesi 2018/211 Esas ve 2022/93 Karar sayılı ilamında, davacı tarafça tapu iptal ve tescil kabul edilmemesi halinde ödeme bedellerinin davalı tarafından davacıya ödenmesine karar verilmesinin talep edildiği, mahkemece "davacının tapu iptal ve tescil talepleri yönünden davanın reddine, davadan önce ödenen senet bedelleri yönünden davanın kısmen kabulü ile 271.765,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline ve davadan sonra ödenmiş olması sebebiyle kendiliğinden istirdata dönen senet bedelleri 168.000 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan istirdatına" karar verilmiştir.

Bu haliyle ilam, taşınmazın aynına ilişkin olup, kesinleşmeden takibe konu edilemez. İİK'nın 264. maddesinin 3. fıkrası alacak davasının mahkemede görüldüğü sırada konulması halinde esas hakkında verilecek hükmün mahkemece tebliğinden itibaren bir ay içinde alacaklının takip talebinde bulunması gerektiğini, anılan maddenin 4. fıkrası ise bu süre içinde takip açılmaması halinde ihtiyati haczin hükümsüz kalacağına ilişkin olup, bu hüküm dolayısı ile takibe konulabilmesi için kesinleşmesi gereken bir işlemin kesinleşmeden takibe konulabileceği sonucuna varılamaz.