ONLİNE ÖDEME YAPMAK İÇİN TIKLAYIN

VEKİLİN ÖZEL YETKİ GEREKTİREN İŞ YAPMASI-VEKALET VERENİN RIZA GÖSTERMESİ-İŞLEMİN GEÇERLİ OLACAĞI

Vekilin özel yetki gerektirdiği halde yetkilendirilmeden yaptığı işlemlerin akıbeti bakımından Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 72. maddesi göndermesiyle Türk Borçlar Kanunu’nun 46. maddesinin bir kimsenin yetkisi olmadığı hâlde temsilci olarak bir hukuki işlem yapması halinde, bu işlemin ancak temsil olunan onadığı takdirde temsil olunanı bağlayacağı hükmü uyarınca değerlendirme yapıldığında; vekâlet verenin, vekilin yaptığı işlemlere icazet vermesi halinde bu işlemlerle bağlı olacağı söylenebilir. Vekâlet verenin icazet vermesi vekile söz konusu yetkiyi içerir yeni bir vekâletname vermek şeklinde olabileceği gibi, söz konusu işleme icazet verdiğini yargı mercii önünde açıkça beyan etmesi şeklinde de olabilir. Benzer şekilde vekâlet verenin de bulunduğu duruşmada, vekilinin yaptığı açıklamalara o anda ve açıkça itiraz etmeyen vekâlet veren, yapılan açıklamalara rıza göstermiş kabul edilmektedir.

Yargıtay 18. HD., 19.10.2010, E. 2010/9036, K. 2010/13410

1- Davacı vekili, davacının nüfus kütüğünde yazılı 20.05.1970 olan doğum tarihinin 10.09.1969 olarak düzeltilmesini istemiş, mahkemece adı geçenin doğum tarihi 10.09.1969 olarak düzeltilmiştir. Uşak Devlet Hastanesi'nden alınan 22.07.2003 tarihli sağlık kurulu raporu düzeltilmek istenen doğum tarihini kesin olarak doğrulamamaktadır. Ayrıca 25 yaşından sonra tıbben yaş tespiti mümkün olmadığı gibi kayden 25 yaşın üzerinde olan davacının yaşının düzeltilmesi için bu bilgi ve belgeler yeterli sayılamaz. O halde kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kamu düzeni ile ilgili olan resmi kaydın mücerret iddia esas alınarak değiştirilmesi yolunda hüküm kurulması,

2- Dava dilekçesine ekli vekaletname genel nitelikte olup, vekil eden davacının nüfus kaydında adının değiştirilmesi konusunda özel bir yetkiyi içermemektedir. vekilin, kişiye sıkı sıkıya bağlı kişilik hakları ile ilgili böyle bir davayı açabilmesi için vekaletnamesinde özel yetkinin bulunması gerekir.

Bu durumda mahkemece, genel vekaletname ile dava açan avukata dava konusu işle ilgili özel yetkiyi içeren vekaletnamesini ibraz etmesi için belli bir süre tanınması, bu süre içerisinde vekil vekaletnamesini getirmediği ya da asil bir dilekçe ile veya bizzat duruşmaya gelerek özel yetkisi bulunmayan vekilin açmış olduğu davaya ve yapılan işlere icazet verdiği bildirmediği takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken, bundan zühul ile davaya bakılıp esas hakkında hüküm kurulması,

Doğru görülmemiştir.

Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HMUK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 19.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.