ONLİNE ÖDEME YAPMAK İÇİN TIKLAYIN

HÜKMÜN YAZILMASI-HUKUKİ DİNLENİLME HAKKI

Hâkim vakıa ve delilleri değerlendirdikten sonra tesis ettiği hüküm her zaman doğru olmayabilecektir. Ancak burada hukuki dinlenilme hakkının ihlal edilmesi değil hukuk kurallarının yanlış uygulanması söz konusu olacaktır.

Yargıtay 13. HD., 24.04.2012 T., 9248/11079

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, davalıdan 03.07.2006 tarihli sözleşme ile satın aldığı C2-7 Blok 3.kat 16 nolu dairenin sözleşme tarihinden itibaren 16 ay içinde teslimi gerekirken 09.10.2008 tarihinde teslim edildiğini belirterek geç teslim nedeni ile fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 2.000,00-TL maddi zararın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, 11.11.2011 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini arttırarak 2.240,00 TL maddi zararın 2.000,00 -TL lik kısmının dava tarihinden itibaren, 240,00 TL'lik kısmın ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsilini istemiştir.

Davalı davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece, Davacının açmış olduğu davanın kabulü ile; 2.324,00 TL. maddi tazminatın (1.500,00 TL lik kısmının dava tarihi olan 08.07.2011 tarihinden, 824,00 TL lik kısmının ıslah tarihi olan 25.10.2011 tarihinden itibaren işleyecek) yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı, davalıdan konut satın aldığını, konutun belirtilen tarihte teslim edilmediğini belirterek 2.000,00-TL maddi zararın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiyle eldeki davayı açmıştır. Mahkemece yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde konutun davalıya 11 ay 6 gün geç teslim edildiği, aylık kira bedelinin 200 TL olduğu, davacının talep edebileceği miktarın 2240 TL olduğu belirlenmiş, davacı 11.11.2011 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 2.240,00 TL.na yükseltmiştir. Mahkemece, gerekçe kısmında davacının talep edebileceği tazminat miktarının 2240 TL olduğu belirlenmesine rağmen hüküm kısmında 2324 TL.nın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Buna göre hüküm ile gerekçe arasında farklılık oluşmuştur.

Anayasamızın 141/3 maddesinde "Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır" hükmü yer almaktadır.

6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 298/2. maddesine göre; Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz.

Açıklanan bu hükümler en başta yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir ve emredici hükümlerden olup "Kamu düzeni" amacı ile vaz'edilmişlerdir. Bu hükümlerle getirilen anılan biçim koşulları hükmün açıklığı ve anlaşılırlığı kadar infaz kabiliyetini de sağlamak amacını taşımaktadır. Aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır. Hatta giderek denebilir ki, dava içinden davalar doğar. Hükmün hedefine ulaşmasını engeller, Kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz.

Görülmektedir ki, uyuşmazlıkların çözümünde yargıya düşen en önemli görevlerden birisi de açık ve net çözümler bulmak, anlaşılabilir, tutarlı kararlarla kamu düzen ve barışının sağlanmasına hizmet etmek olmalıdır. Taraflar ancak gerekçe sayesinde hükmün hangi maddi ve hukuki sebebe dayandırıldığını anlayabilecekleri gibi Yargıtay denetimi de ancak kararın gerekçe içermesi halinde mümkün olacaktır. İşte bu nedenledir ki, kararın gerekçesinde hangi maddi vakıanın hangi hukuki sebeple davacıyı haklı gösterdiğinin açıklanması halinde ancak, HMK.nun 298. maddesine uygun bir kararın varlığından söz edilebilecektir. Gerek Anayasamız, gerek 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile getirilen ve yukarıda açıklanan yasal düzenlemelerin nihai amacı da budur.

Adil yargılanma hakkının içinde barındırdığı temel haklardan olan ve dayanağını insan onuru ile eşitlik ilkesinden alan, hukuki dinlenilme hakkının üç unsuru vardır. Bunlar, tarafların yargılama konusunda bilgilenme hakkı, yargılama ile ilgili açıklama ve ispat hakkı, bu açıklamaların mahkemece dikkate alınıp değerlendirilmesi yükümlülüğüdür. Gerekçe özellikle tarafların yargılamada dikkate alındığının, açıklama ve delillerinin değerlendirildiğinin bir göstergesidir.

Kararın gerekçeli olması hukuk devletinin ve hukuki güvenlik ilkesinin de bir gereğidir. Zira, mahkemenin keyfilikten uzak şekilde, hukuka ve kanuna uygun karar verip vermediği ancak gerekçeden anlaşılabilir. Bu sebepledir ki, Anayasa'da kararların gerekçeli olması özel olarak vurgulanmıştır.

Mahkemenin, yukarıda sıralanan hukuki olgular ışığında, 2240 TL.nın tahsiline karar verilmesi gerektiği belirtilmesine rağmen, hüküm fıkrasında 2324 TL.nın tahsiline karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenler hükmün BOZULMASINA, peşin alınan 21,15 TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, 24.04.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.