ONLİNE ÖDEME YAPMAK İÇİN TIKLAYIN

Hâkimin Davayı Aydınlatma Ödevi

Hâkimin Davayı Aydınlatma Ödevi

Hâkimin davayı aydınlatma ödevi HMK m.31’de düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir. Kanun lafzından tam olarak anlaşılmasa da madde başlığı ve hükmün düzenleniş amacı da dikkate alındığında hâkimin davayı aydınlatmasının bir ‘‘ödev’’ olduğunun kabulü gereklidir. Hâkim davayı aydınlatma ödevi çerçevesinde uyuşmazlık konusu vakıaya ilişkin tarafların iddia ve savunmalarının açıklığa kavuşmasını sağlayacak ve hükmün doğru bir şekilde tesis edilmesini temin edecektir. Bu ödev çerçevesinde hâkim ayrıca delillerin somutlaştırılması imkânını da sağlayacak ve tarafların hakları korunarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi doğacaktır.

Yargıtay 23. HD., 27.02.2012 T., 638 /1424

-K A R A R-

Davacılar vekili, müvekkillerinden Necmiye'nin 12.08.1992 tarihinde davalı kooperatife ortak olduğunu ve hissesini diğer müvekkil Fikriye'ye 09.12.1995 tarihinde devrettiğini, kooperatifin hisse devrine göre işlem yapmadan müvekkili Fikriye'ye sadece kendi ortaklığından kaynaklanan daire teslimini yapmasına rağmen müvekkili Necmiye'den devralınan ortaklığa ilişkin daire teslimini yapmadığını, müvekkillerinden Necmiye'nin, 12.08.1992-20.06.1994 tarihleri arasında toplam 8.881 $ karşılığı toplam 14.648,68 TL ödeme yaptığını, davalının teslim etmesi gereken dairenin arsa payı ile değerinin 40.000,00 TL olduğunu, aylık kira bedelinin aylık 150,00 TL den 84 aylık kira ecri misil bedelinin 12.600,00 TL olduğunu, davalı kooperatifin yöneticilerinin ceza mahkemesinde yargılanmalarının devam ettiğini ileri sürerek, şimdilik 10.000,00 TL nin faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, davacılardan Necmiye'nin ortaklık kaydı ve hisse devrine ilişkin bir kayıt ve evrakın bulunmadığını, kooperatif kayıtlarında sadece davacılardan Fikriye'nin tek ortaklığı ve bu ortaklık için ödemelerinin olduğunu, eski yönetim dönemine ait devir kayıtlarının mevcut olmadığını, aynı anda her iki davacının davacı sıfatının bulunmayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davalı kooperatifin 425 nolu ortağı davacı Necmiye'nin 12.08.1992-20.06.1994 tarihleri arasında kooperatife toplan 102,00 TL ödeme yaptığı, 18 nolu ortak olan diğer davacı Fikriye'nin bu dönemde yaptığı ödemelerin 168,60 TL olduğu, 09.12.1995 tarihinde davacılardan Necmiye'nin diğer davacı Fikriye'ye kooperatif ortaklığını devrettiği, davacı Fikriye'nin devraldığı kooperatif ortaklığı hakkında bir ödemesinin bulunmadığı, tek bir ortaklık için ödeme yaptığı ve karşılığında kooperatifçe 1 daire teslim edildiği, davacı Fikriye'nin diğer davacı Necmiye'den devraldığı ortaklıktan kaynaklanan devir öncesi yapılan 102,00 TL nin güncel değeri olan 17.500,00 TL yi davalıdan istiyebileceği, davacı Necmiye'nin ortaklığını Fikriye'ye devretmesi sebebiyle iadesini talep edebileceği bir bedel kalmadığı, davacılar edimlerini yerine getirmediğinden davacıların daire bedeli ve ecri misil taleplerinin reddinin gerektiği gerekçesiyle davacılardan Fikriye yönünden açılan davanın reddine, diğer davacı Necmiye yönünden davanın kabulüne, 17.500,00 TL nin dava tarihinden itibaren yasal faizi birlikte tahsiline karar verilmiştir.

Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.

1) Hukuki uyuşmazlığın çözümü için mahkemece, öncelikle tarafların ileri sürdüğü ve savunduğu hususlar çerçevesinde maddi olayın denetime de elverişli olacak şekilde aydınlatılması ve bundan sonra hukukun somut olaya uygulanması gerekmektedir. Bu husus HUMK 75/2 maddesinde "Hakim müphem ve mütenakız gördüğü iddia veya sebepler hakkında izahat istiyebilir." şeklinde düzenlenmişken, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun "hakimin davayı aydınlatma ödevi" başlıklı 31/1. maddesinde "Hakim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir." şeklinde düzenlenmiş ve bunun hakimin bir ödevi olduğunu açıkça vurgulamıştır. Davanın ileri sürülüş biçimine göre, davacıların talepleri maddi ve hukuki açıdan belirsiz ve çelişkili olup uyuşmazlığın aydınlatılması için zorunlu olarak davacılardan açıklama istenmelidir.

Öte yandan, HUMK 276/3 maddesi gereğince "Yalnız bir kişi ehlivukuf intihap edilebilir. Üçten ziyade intihap olunamaz." Benzer husus bilirkişi sayısını düzenleyen 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 267/1 maddesinde "Mahkeme, bilirkişi olarak, yalnızca bir kişiyi görevlendirebilir. Ancak, gerekçesi açıkça gösterilmek suretiyle, tek sayıda, birden fazla kişiden oluşacak bir kurulun bilirkişi olarak görevlendirilmesi de mümkündür." şeklinde düzenlenmiştir.

Somut olayda, belirtilen hukuk kaidelerine riayet edilmeksizin 2 bilirkişinin denetime elverişli olmayan, uyuşmazlığı çözmekte yetersiz raporlarına itibar edilerek yeterli incelemeye dayanmadan hüküm kurulmuştur. Mahkemece, kooperatifin tüm defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılarak kooperatif konusunda uzman bir bilirkişi heyetinden tarafların ileri sürdüğü ve savunduğu hususlar çerçevesinde bir rapor alınarak, davacı Necmiye'nin diğer davacı Fikriye'ye kooperatif ortaklığını devrettiği hususunun kooperatif kayıtlarına işlenip işlenmediği, Fikriye'nin davalı kooperatifteki ortaklığının, 09.12.1995 tarihinden itibaren tek ortaklık sahibi olarak mı, iki ortaklık sahibi olarak mı devam ettiği, tek ortaklık olarak devam ettiyse Necmiye'nin 425 nolu ortak olarak kooperatife ödediği aidatların Fikriye'nin 18 nolu ortaklık ödemelerine mahsup edilip edilmediği, belirtilen tarihten sonra genel kurullara sadece 18 nolu ortaklık için mi, yoksa 18 nolu ortaklık yanında 425 nolu ortaklık hakkıyla mı katıldığı, Necmiye'nin ödediği aidatlar toplamının Fikriye'nin var olan ortaklık aidatlarına mahsubu yapılmadıysa ileri sürülen devir tarihinden sonra davacıların bu duruma ses çıkarmayarak Necmiye'nin ortaklıktan zımni olarak ayrılmış kabul edilip edilmeyeceği, Necmiye'nin kooperatiften bu şekilde ayrıldığının nitelendirilmesi ve Fikriye'nin tek ortaklık hissesiyle ortaklığa devam ettiği fakat Necmiye'nin ödemelerinin Fikriye'nin kooperatife olan borçlarından düşülmemesi halinde davanın Necmiye'nin yatırdığı aidatların istenmesine ilişkin çıkma payı talebi olarak değerlendirilerek hesaplanacak bu miktara karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.

2) Bozma neden ve şekline göre, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 27.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.